Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bağımsız Türkiye !

Devleti yönetmeye , idare etmeye çalışıyormuş gibi görünüp , yolsuzluklarla, ırk çatışmalarıyla ve bölücülüğüyle vatan içinde iç savaşa sebep olan şerefsizin( r.t.e ) ve yandaşlarının , zamanında Deniz Gezmiş - Yusuf Aslan - Hüseyin İnan gibi bir çok devrimcinin ülkesi için bağımsızlık savaşı verdi diye acımasızca ölüme mahkum edildikleri gibi , o şerefsizlerde edilmelidir ! İdam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. İsmet İnönü "siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte red oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır. Olaydan 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için : " soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri " yorumu yapar. Mahkumların özür dilemesi istenir. Hiç biri yaptıklarından özür dilemez. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları Onaylar. Siz ki ülkenin bağımsızlık düşüncesine göz yumdunuz.. Yaptığınız yo

Noeluka !

2o1o  da neler oldu.. -senenin ilk gününde bi ilişkiye adım atmamın ardından 5 ay sonra ilişkimin son demlerini yaşadım. -ne kadar zayıfım olmasada yada kesintisiz geçsemde, kalma tehlikesi yaşayan her öğrenci gibi sınıfı geçene kadar çok engeller aştım .. -çok sevdiğim hocalarım başka okullara gönderildi. -idareyle sürekli kavga ettim ve atılma tehlikesi yaşadım sürekli. -okulda siyaset yapılmaz dediler. eyvallah dedik. tepemize çıktılar. siyasi müzik çaldılar. protesto ettik. yine kendimizi idarede bulduk. ama özgürlüğümüzü elden bırakmadık. -yazı çok güzel geçirdim. belkide en güzel yazımdı. çok mutluyumdum. kısmen kısa sürdü. ama hayatımın en güzel dakikalarıydı diyebilirim. tabi sonu yine hüsranla bitti. -herkese çok güvenmemeyi, kendim gibi görmemeyi öğrendim. -eski dostlar , eski dostlar her zaman yanı başımdalardı. -aşk çıkmazlarına girdim. ( her zaman yaptığım gibi yine sürüyle hata yaptım. ) -öss moduna girdim! -her gün test çözmekten, günün 12 saatini okul ve der

Neden'sellik

Bu ara tek yapabildiğim sınırsız kahve ve sigara içmek. Kimsenin olmadığı yerlere gidiyorum. Gitmekten ziyade kaçmak gibi. Kafamı toplamaya çalışıyorum. Herkes gibi etrafı dinlemeye çalışıyorum. Duyduklarım duymadıklarımın yanında inciden farksız. Doğru yada yanlış. Kimin umrunda ki ? Hoşuma gitmeyenleri arka fondan çalan parçayla sessizleştiriyorum. Beni anlatıyor. Dünü, bu günü , yarını, seneler sonrasını anlatıyor. Dinliyorum. Olacaklardan haberim yokmuş gibi. dünü, bu günü yaşamamışım gibi dinliyorum.. Kahvemi içmeye devam ediyorum. Sigaram bitmiş. Bir sigara daha yakıyorum.. ve yapabildiğim en güzel şeyi yapmaya devam ediyorum. ateş böceğiyle aydınlanan karanlığımda , seni ve bana bıraktıklarını dinliyorum.. Şimdi bende herkes gibiyim ..

SEN BENİM

¨ Hep aynı sessizlikle geliyor gece... Hep aynı yalan dolan masalları dinliyorum yine... Hep aynı yüzler, hep aynı sesler peşimde... Anlatamıyorum, inandıramıyorum kendime... Sen benim yarım kalan cümlelerimsin... Hiç söyleyemediğim, söylemediğim o sözlerim... Sen benim hiç ısınmayan ellerimsin... Hiç unutamayan, unutmayan o kalbim... Sen benim eksik kalan yerimsin... Kapattığım pencereler, güneşlere çektiğim o perdelerim... Sen benim hiç sevmediğim sessizliğimsin... Kaybettiğim yolum, korktuğum karanlık, hiç tutamadığım o yeminlerim... Sen benim terk ettiğim şehirlerimsin... Düştüğüm çukur, uzanan ellerim, hiç tutunamadığım gidenlerim... Sen benim kovulduğum cennetimsin. Eğdiğim yüzüm, sövdüğüm aydınlığa hiç açamadığım gözlerim. ~  C. Adrian *

Beşiktaş taraftarına terörist diyen kolpa basın !

Deli'yi eleştiriyorlar. Eleştiremezsiniz efendim. zamanında Dennis Wies ' ı sahaya giren terör sempatizanını sahadan attı diye övüyosan eleştiremezsin. adam takımın kaptanı. ne yapmasını beklerdiniz. bu duruma göz yumucak olsa senelerdir bu takımda işi ne. Kendini bilmez, insani özellikler taşımayan bir grup gerizekalının sebep olduğu durumun ceremesini Beşiktaş taraftarı çekemez arkadaşım ! çekmedide.  ipini koparan seyirci gibi gelip gidiyo. slogana bak sen bide ! " ermeni köpekler Beşiktaş ' ı destekler. " kimsin sen ? bütün yolsuzlar toplandınız , adam olmaya çalıştınızda laf mı söylüyosunuz !? hangi cesaret hangi hakla ? cürmünüz kadar yer yakarsınız koçum. Delim benim ya. cansın sen can. Bu taraftar hep arkanda..

The day that you stop running - Is the day that you arrive

  Aldığım sen kokusu ta içime kadar işlemiş. kalbimin en derin en koyu yerine sinmiş. nefes aldıkça hissediyorum. nefes aldıkça kalbime dokunuyorsun. uzanıyorum yıldızlara karşı. üzerine yattığım çimenlerde göz yaşlarım var. kafamı koyduğum yerde en sevdiğim hırkan. gözlerim kapalı. dudaklarımda küçük bir tebessüm. aldığım koku sadece sana ait. göğüs kafesim sıkışıyor. parmak uçlarım terli, dokunduğun her yerim üşümüş nefesini hissettiğim dudaklarım sessizliğe yüz tutmuş. hayır ağlamıyorum üstümden yağmur bulutu geçti. hayır ağlamıyorum gözüme biraz sen kaçtı. sadece tedirginim. ruhum ıslanıyor. kıyafetlerimi çıkartıp en sevdiğim hırkanı giyiyorum ayaklarımda senin aldığın babetlerim.  ilerdeki ormana doğru koşuyorum korkaklığım üstümde. (senin olmadığın zamanlarda hep böyleyim aslında) birbirine benzeyen bir sürü ağaç var. ilerlediğim takdirde geri dönemeyeceğimi biliyordum ama durmadım. sonunu göremediğim, belkide sonunun olmadığı bir yolda yürümeyi göze alm

kısa bir ara

Tatiiiiiiillllllll ! yan gelip yatmaak ! bütün gün müzik dinleyip dans etmek ! sahillerdee gece yarılarına kadar durmaak ! geberene kadar içmeek ! of be sonunda ..

okuldan nefret etmek !

Sınav haftasından nefret ediyorum ! her gün sınav mı olur ya. çalışmaya vaktim kalmıyor. ondan sonra sınavdan bi gün önce çalışıyosunuz düşük alıyosunuz oluyo. 3 hafta boyunca kendimi odayamı kitliyim. bunu mu isrtiyosunuz ?! yok arkadaş ben yapamam. son sınfta kalan bi ben olucam heralde. hele bide çağdaş türk ve dünya tarihi dersinden 44 almışsam.. müdür yardımcısıylada her gün kavga etmemde cabası. daha bi gün kavga etmeden geçiremedik. 1 gün ya .. yeni gelen 10 tane birbirinden zekasız, gerizekalı , aptal , embesil hocaylada anlaşamıyorum zaten.. buda üstüne tuz biber oluyor haliyle.. allah belanızı versin !

Depersonalizasyon

Şehrin tam göbeğinde nereden gelip nereye gittiğini unutmuş gibiydi annem. Elimi de bırakmıştı. Arkasından koşup koşup elinden, eteğinden tutmaya çalışıyordum.. Bu durumun adı ; depersonalizasyon . Bildiği şehirde, yollarda bir yabancı gibi kaybolma. Bir adım ilerisi, adını, kim olduğunu unutmak.

la lalala

Geç kalınmışlık hissettim. sevgili Liellaa * 100. izleyicim oluşundan , bir teşekkür etme isteği belirdi bende (: ~ Galiba yoruldum. Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar. Kendime kalbimi kanıtla ... maktan. Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan, Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum. Can Yücel  ve bu muhteşem adamla kapanışı yapıp giderim. öpüyorum.

Aralar *

Pek uzun zamandır yazamamanın isyanındayım. Okulun başlamasıyla düzenim bi hayli bozuldu ve bu durum hiç hoşuma gitmiyor. okulda çok sıkılıyorum ve uyumak zorunda kalıyorum. yada oturup 6 saat boyunca test çözüyorum. e bu da yeterince monoton günler geçirmeme sebep oluyor. Nolurdu şu lanet olası liseler 3 sene kalsaydıda ben şuan bu stressi çekmeseydim ! Değişik bir şeyler yapasım var. ama bunun düşünceyle sınırlı kalmasından nefret ediyorum. şimdi kafa dinliceğim bir yer olsa, gitsem otursam, çayımı sigaramı alsam.. yanına birde muhabbeti iyi olan birini alsam, yada rahatça konuşabiliceğim birini.. bir süre böyle yaşasam. çok mu şey istiyorum arkadaş ya. Güvenimin kırılmasının ve kızgınlığımın yanı sıra , bu duyguları bana yaşatanları bazen çok özlüyorum. her dakika beraber olduğum , saat başı mesaj atan bir kaç kişiyi çok özlüyorum. Ne kadar özlenmeyi haketmeselerde.. ama  ister istemez bir yanım hep eksik kalıyor. O' nu özlüyorum. en büyük eksikliğim sanır

Manifesto

Herseyı ben hazırladım,sonu baska bır senarıste bırakılmıs az butcelı bır dizi gibi.dudak ustundekı boslukta uyumaktı dıleklerımız..herkesın istemi bir'ken,herkes histerilerini yan koltuguna oturtuyor.bir üç beş derken ne kadar kalabalık olduk degıl mı.bir oda yetmıyor..benım ıcın ıse sehır dar gelmeye basladı..kozmopolit yapının ıcınde sığlaşan fenomenlerım yerını donuk bakıslara bıraktı.artık hersey daha net,komplikeleştirilmiş determineligin bir polemigi kalmadı..monologlarım bogazla,martı fotograflarıyla ve tanıdık bır kaç kaldırım taslarıyla..

Sonuçsuz nedenler

İçimde bi burukluk var. Bi yanım çok boş, çok eksik. Hiç bişey hissedemiyorum sanki. Kırgınım. Kızgınım.. Mutluluk hariç bütün duyguları aynı anda yaşıyorum sanki. Çözemedim, anlamlandıramadığım birşeyler var içimde. Hep mi bi yalana inanır insan ? Nerde gerçekler ? Nerde inanılması gereken doğrular ?  Zayıf düştüm, yine yenildim aşka. Elim kolum bağlı.  Her sabah uyandığını anlayamamak nedir bilir misiniz ? Uyurken gördüğüm mü , yoksa yaşadıklarım mı bir rüya anlayamıyorum. Mutlak rüyaların etkiye tepkisi gibi. Aşk ve nefret bu kadar mı yakın olur birbirine ?  Ben daha nefret etmeyi bile beceremiyorum oysaki .. Paralel bir evrende kendi fotoğrafını çekmek gibiymiş aşk.. Tanrı bulgularından uzak ; Kendi bulgularının içinde kaybolmak gibi..

Tarkanın abazalık dönemi ldskgsdkg

" Kalk gel gel gel güzelim Gel gel acımıyacak Gel gel gel güzelim Gel hiç acımıyacak " Türkiye'nin sevgili megastar Tarka 'nı bu dizeleri yazarken ; acaba, - neyi yada kimi düşünüyordu ? - ne yapıyordu ? - nasıl bir ikna etme çabasıdır bu ? - acımıyacak derken neyden bahsediyordu ? - her neyden bahsediyorsa acıyıp acımıyacağını nerden biliyordu bu yurdum insanı ? cevap verin lan banaa ! Türk zihniyeti :) bir işi yapıyorsan tam yap be. dipnot: ' Acımayacak '  kelimeside ancak bu kadar yavşak söylenebilirdi.

kırıldı tüm camdan kalpler..

Geçmişime güvenmiştim oysa ki.. Çocukluğumaydı tüm sevgim. tüm özlemim. şimdilerde anlıyorum ; ne geçmişim varmış, ... ne çocukluğum. bu gün ilk defa üzüldüm sana. ilk defa keşke dedim çocukluğuma..

isyan ediyorum.

Sabahın 8 inden öğlenin 4 üne kadar dershanemi olur arkadaş. zaten analitik konusunu anlamadım. çok koydu ya. geo ve ben. daha senenin başından ayrı düştük. neyse bi kaç ders sonra toparlarım onuda. sıcaklarda bunalttı artık. kış gelsin üşüyelim ya. sıkı sıkı giyinelim. atkılar - şallar takalım, montlar giyelim .. evet yaa evet. istediğim buuu ! ne zaman annem bi yere gitse kalmaya ve benim bundan sonradan haberim olsa sigaram olmuyo. inadına mı yapıyosun be kadın anlamıyorum seni ya. kızın son teki kaldı şimdi ne olucak ? Testlerimde bitmedi daha. lanet olsun gidiyorum ben ulan. ders çalışacağım ! öptüm.

Seviyorum bu şarkıyı yaa (:

Tepeden tırnağa aşığım sana ne ilk kez Ne de son söyledim sana Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama Sen hiç korkma aşk ölümde değil Gel benim vefası eksik yarim ben sensiz dururmuyum Sen beni bir çağır gönülden ben gelmez olurmuyum Varsın bi ümit kalmasın bize hüznün Kalbime sığmasa bile gel benim vefası eksik yarim Ben sensiz dururmuyum
Mabed yollarına düştüm yine. Huzur bulmaya gidiyorum uzun bi aradan sonra. içimde buruk bi mutluluk var. anlam veremiyorum. Kartalım ; Gücüne güç katmaya geldik, formanda ter olmaya geldik ..

Özlem

Bir gece, Gecede bir uyku. Uykunun içinde bene. Uyuyorum, Uykudayım, Yanımda sen. Uykunun içinde bir rüya, Rüyamda bir gece, Gecede ben. Bir yere gidiyorum, Delice. aklımda sen. Ö.A

öss moduna girmek.

Deli gibi test çözüyorum lan. kendim bile inanamadım bu duruma. sabahın 8 inden akşamın 5 ine kadar dershanediyim. İlk 6 dersim var sonra etütlerim var. eve gelincede biraz dinlenip tekrar teste oturuyorum. vay halime yani. bu sebepten dolayıda nete fazla giremiyorum. bloğumada arada bakıyorum 5 dk yı geçmiyo. blog okumayı özledim ama ya. Caneeerrr   en çokta senin bloglarını .D sayende gülüyodum artık o da yok :) tabi takip ettiğim bi kaç güzel insanı daha.. neyse ben arada bakarım yine. öptüm.

Sana bana bize ..

Sen şimdi gidiyorsun ya halimi bir gram sormadan Ruhumu unuttun galiba olanlara zor dayansam da Lütfen şunu unutma Dayanamadığın anda Katlanamadığın zamanda Gururun son bulduğunda Umarım orda olurum Gerek var mı sence kaçıp gitmek ne çare Zor durumlarda bile kıyamadım ikimize Kıyamadım sevgimize..

Diğer yarım *

Ben sende hiç " keşke " demedim. " İyiki " lerden hiç sıra gelmedi. aldığım her nefeste sen vardı. küçüktük büyüdük.büyüyoruz.. sen olmadan başa çıkabilirmiyim hayatla bilmiyorum. ...herkes gibi değilsin sen. yarı yolda bırakmazsın kimseler gibi. kimseye emanet edemediğim çocukluğumu, ben sende bıraktım. Bu yüzden her gün daha fazla seviyorum seni..  Benzemez kimse sana ♥

Mazideki Aşk

Yıllar sonra rastladım çocukluk sevgilime O aşina bakışlar içimi deldi yine O bakış ki götürür beni yıllarca geri Hatıramda canlandı ah ilk aşkımın günleri Gelmez o günler dönmez o günler mazide kaldı hep Verilen ilk mektuplar , ilk yeminler ilk sözler Mazimde kanatlandı içimi yakan gözler Anladım gelmez geri o çocukluk günleri Bir bakış ki o kadar ah, yaşadım mazim kadar Gelmez o günler,dönmez o günler, mazide kaldı hep..  Aşk sana gelsin ♥

Şy.

Bu gün biraz daha fazla aşığım sana. Hatta bir kaç dakika öncesinden daha tatlı. Dünden çok. Geçen yazdan daha çok. Şampiyonluk gününden daha heycanlı. Küçükken,çocukken sevdiğimden çok daha farklı, çok daha masum.. Aslında ben.. neyse önemli değil.

Eğlendim :))

Lütfen: Fenevbaçeliler iftarı ezandan bikaç dakika sonra açsınlar, malum yanlış ezan olabilir :) Bkz: 

ps *

Küçükken farkına varmadığınız ya da söyleyemediğiniz aşklarınızı , yıllar sonra görmek değişik bi duygu. Aşkın en temiz, en masum halini görürsünüz onda. Kavgalarla aşık olduğunuz kişinin şimdi çok daha farklı konumlarda olmasıda acıtır canınızı. " Bulabildin mi sonunda huzuru, aradığın mutluluğu ? " diye sorduğunuzda etkiye tepki olarak onunda sizi merak ettiğini düşünürsünüz. Yanılıyorsunuz. Çocukluğunuzdan beri kalbinizin en güzel yerinde sakladıysanız onu ve bunun karşılığı olarak sizin verdiğiniz değerin aynısını bekliyorsanız ; boşuna beklemeyin derim. O kadar sene boyunca herkese sorduysanız onu, bulduğunuzda adı hala en tatlı aşk la dökülüyorsa dilinizden, sarıldığınızda başınızı onun omzuna koyup gözlerinizi kapatabiliyorsanız, nefesindeki sıcaklığı hissedebiliyorsanız ; benim onu sevdiğim gibi sizde sevebilirsiniz .. Evet , Seni seviyorum -  ♥

Ah peaceful melody - sing with me

Cumartesi günü dershanem başlıyo. hemde sınavla. Olmaz arkadaş böyle bişey ya ! Ulan bi nefes aldırmıyosunuz ya. He bu arada bu gün kötü bir haber aldım. Hemen paylaşmak istiyorum. Doruk beyle yine aynı dershanedeyiz. Kurtulamicam ben bu çocuktan. Unutmama neden fısat vermiyosun yaa neden. Bende insanım da bi yere kadar dayanabilirim başkasını sevdiğini söyleyişlerine, ya da bu gibi tavırlarına. Bile bile lades böyleside. Bir kere olsun şansım yaver gitmicek benim. Taşla dolu yollarda yürüyorum sayenizde.Annemin dırdırındanda bıkmış durumdayım. Lanet olası sınavada nerdeyse 1 sene var. Kutulmak istiyoum artık hepsinden. Geçmişte bırakmak istiyorum herşeyi. Ailemden kimseyi hatırlamakta istemiyorum arkadaş. İstemiyorum ya. Kimseyi görmekte istemiyorum. Zorla mı ?! Bakın işinize. Neden bütün gün benimle uğraşıyosunuz anlamıyorumki . Bu arada ben hala ders çalışamıyorum :D iyi iyi böyle giderse bulunduğum şehirdeki lanet olası Kocaeli Üniversitesini bile kazanamicam :) Yazık halime

Az biraz..

Ben geldiiimmm. Köy gibisi yokmuş bunu farkettim. Eve zorla geldim. Esiyo ya esiyo ! Bildiğin üşüyosun, saçların savruluyo falan, terlemek ne bilmiyorsun. Birazda olsa kafa dinlemeye fırsatım oldu. Kardeşim gibi gördüğüm insanın yanındaydım koca bi hafta. Herkesden uzak. Anne tantanası yok, kardeşimin salak salak bağırışları yok.. Telefonumun belli yerlerde çekmeside çok iyi oldu tabi. Kimse arayamıyor mesaj atamıyor. İyiydi yani. Turizm yerlerinin dışında temiz bir hava alın derim. Doğanın eşsiz güzelliğine kapılınca ruhunuz nasıl tatlı oluyor anlatamam.. Tavsiye ederim.

Dün bu gün yarın gün sldkglsdk

Bir kaç gündür köydeyim. Yazamadım. Temiz hava, kardeşim dediğim insan kankalar falan filan derken muhabbet baya koyu anlayacağınız. Yazın başından beri sahil dışında gidebildiğim en güzel yer. Balık yemeye diye gittim, cancağzımm ordaymışş onlarda kalıyorum kaç gündür. Şehirden uzak olmak iyi geliyormuş. Neyse hazırlanmam lazım. Birazda uyumam lazım tabi. öpüyorum..

Zamanla ..

Büyüyeceksin çocuk acıyla tatlıyla büyüyeceksin kimi insan gerçekleri kaçıracak gözlerinden kimileri sözlerini kaçıracak senden  kimi canını Yakacak kimi hayat sunacak..büyüyeceksın çocuk adım adım hayat yolunda ezilerek ezerek büyüyeceksin..hayal kırıklıkların olacak..bazen umutların..pervasız sevdaların..bir gün gelecek bir bakacaksın ki büyümüşsün yaşadıkların yaşayacaklarının yanında bir hiç olmuş..büyüyeceksin çocuk adım adım... ama ağlayarak ama gülerek .

Hayal *

... Gökyüzü çarpar gözüme matemiyle. Gece karanlığını deviriyor üzerime. Üstesinden gelebilirim sanıyor. Daha da boğuluyorum boşluklarında. Ufak bir esintiyle son nefesimide yitirecek gibiyim. Bilmiyor. Anlamıyor. Saçlarımı savuruyor yüzüme doğru. Gözlerimi kısıyorum dolunay'a bakmak için. Güneşe baktığımdaki gibi gözlerimi kamaştırıyor tertemiz ışığı. Sana bakamıyorum. Tanıyamıyorum. Yansıtamıyorum artık seni dışarıya. Kalbimin en güzel köşesine saklamış, istemeden kilit vurmuşum sanki. Nefes almak için bana ihtiyacının olmasını bekler gibiyim. İçimde kalan parçalarınıda kaybetmek istemiyorum. Yalandan umutlar buldum kendime İçinde sen varsın evet ; ama yalanların yok. Bildiğim en güzel yanların var. Sonsuzluğa uzanmışız. Sayamadığım kadar yıldız var gökyüzünde. hepsine yeni bir gün yüklüyoruz. Canımızın isteği gibi planlar yapıyor, Ayrı ayrı görevler veriyoruz. Sorumlulukları büyük bu sefer. Sabaha karşı gelmelerini emrediyorum. Kalbolmasınlar diye. Sen gitme diye.. Saçlar

Sevmesek Olmazmı ?

Sahi sevmesek olmaz mı ? İlla acı çekmek mi lazım ? Pişman olmak mı ?   Sahi sevmesen... olmaz mı ?   . ...Kendine bağlayıp ,bir gün çıkıp gitmesen. .? Aldatmasan ? Sahi sevmesem olmaz mı ? Yaşayamam mı aşksız? O'nsuz yapamam mı ? Sahi sevmesek olmaz mı ?

Eylül akşamı ..

Belki benim kağıt bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir.. Aynı anda başka insanlara Seni seviyorum demişizdir. Mutlak güven duygusuyla başımızı Başka omuzlara dayamışızdır. Olamaz mı? Olabilir. ♥

...

" Çölde , gün doğumunda, gökyüzü öyle güzel görünürdü ki ;  cennetin nerede bitip, dünyanın nerede başladığını bilemezdim. " Forrest Gump

yazık.

N'oldu da şuurunuzu kaybettiniz ? Bu kadar mı zayıftınız etrafa karşı, bu kadarmıydı verdiğiniz değer ? Anlatmadığınız, anlayamadığım daha neleriniz var ? Tanıyamıyorum sizi artık. Tanıyamıyorum bedenlerinizi, ruhlarınızı.. Yabancı mısınız yoksa canımda ayrı bir can mı bilmiyorum. Artık kafam sizin sayenizde karışıyor. Sizi düşünürken kayboluyorum ütopyamda. Ben mi hata yapıyorum acaba ? Gereğinden fazla mı değer veriyorum size. Tarif edemiyorum sizi içimde. Bir şeyler hep eksik kalıyor. Ya ben sizi anlamıyorum, yada siz beni gerçekten tanıyamamışsınız. Olmayan şeyi mi yoktan var etmeye çalışıyorum, Yoksa varsınızda ben mi göremiyorum ..

Bugün

Sabah  uyandım.. Daha doğrusu uyanmaya, gözlerimi açmaya çalıştım. Bir gerinlik sezdim gözlerimde. Kalktım aynaya bakmak için bir kaç adım attım. O adımları nasıl attım inanın bilmiyorum. Aynaya bir bakarım ki gözlerim şişmiş.. Bu bana yapılacak şey mi ulan dedim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra demleme çay yaptım zar zor. Pamuğu çaya bandırıp gözlerime koydum. Evet gözlerime koydum :)) Biraz indi falan derken duş almam gerektiğini farkettim. Ama o arada yapmam gereken daha önemli birşey olduğunu farkettim. Sigaraaaaa ! Nikotin ihtiyacımıda giderdikten sonra duşumu aldım ve hazırlanmaya gidiyorum şuandada :) Sahil havası almak lazım .. Öpüyorum

son ki 3 ..

Bu gün tam 3 ay oldu sevgili. Benden vazgeçeli.. Bensiz olmayı tercih edişinin Bensiz mutlu oluşunun başkasında aşk ı arayışının.. Güvenimi kırışının Sevgimi haketmeyişinin.. Özümün artık sana çıkayışının Yanımda olmayışının Kokunu alamayışımın.. Senli cümleler kuramayışıın Saçlarımla oynamayışımın Doya doya öpemeyişimin.. Bir yerden sonra hep eksik kalışımın Kalbimin atmayışının.. Evet sevgilim.. Bu gün " seni sevmiyorum " deyişinin tan 3. ay ' ı .. Farklı kanallarda farklı programlarda atışıyoruz sevgilim! Sen reytingi tavan yapan bir dizide yavşağın biriyle yiyişirken, Ben ucuz bir yemek programında tarifini veriyorum sen in...  K.İ

En değerli misafirim,

Bugün bıraktığın anılarınla boğuşuyorum odamda.. Sen düzenlemişsin her tarafı. Her taraf sen kokuyor,sen var gibisin aslında ya da ben senin hayalinle süsledim her tarafı.. Son nefesleri vericeğimiz güne kadar kalamadın. Oysa tahminimce otuz sene kalmıştı benim son nefesime. Bir yaşam vaad ettim ben sana,bu evin içinde. Kabul etmiştin. Meğer sen hep bu izbe evin penceresinden bakıyormuşsun. Ben seni elimden geldiğince ağarlamaya çalıştım. Yapamamışım. Bazen bu evi talan etmişiz o saçma sapan kavgalarla. Hala kırık dünlerin etkisi var bütün yarınlarda Sen bu evin karanlığı ile başedemedin sevgilim. Bense o karanlığın en ücra köşesinde yaşıyorum şimdi. Bavulunu toplamış misafirin ayaklarına kapanmak değer mi? Kapıları kilitlemeli mi bir yere kaçmasın diye sevgili Bu evi yıkma sevgilim. Ben burada yaşıyorum. Ben buradayım hep. Hep seni bekliyorum kapılar pencereler açık duvarlar yıkık ama yine ışık yok sen olmadıkça hala karanlık Dışarısı çok korkunç sevgi

Bilmezsin..

Küçükken nasıldı ? diye sordu Anneme; -Küçükken yaramazdı.. dedi Annem, Tebessüm... etti; Doğru mu dedi gözlerime bakarak; -Doğru dedim. ... Ve aynen tekrarladım Annemin sözlerini.... " Küçükken yaram az'dı.." ...

Anlamı yok.

Artık ders çalışmaya başlamam kanısındayım. Yaz bitiyor ve daha test kitaplarının kapağını açmadım. Herşeyi unutmuş durumdayım. Tekrar yapmam gerekiyor. Ders moduna alışmalıyım. Üşengeçliğimden olsa gerek, ne zaman test çözmeye çalışsam uyuyasım geliyor. Yada bu bir bahane.. Her zaman olduğu gibi. Koca bir seneyi ayaklar altına alasım gelmiyor. Can sıkıntısı ve zevkler uğruna buraya bir sene daha katlanamam. Bir an önce mezun olup gitmek en iyisi. Uzaklaşmanın zor ama net yollarından biri. Geride bırakıcağım pek önemli bir şey yok. Bundandır gitmek isteyişlerim belkide.. Yeni bir hayat , yeni düzen .. En azından geçmişin, yaşadıklarımın tekerrür etmesi gibi bi durum olmaz. İhtiyacım olan şeyin bu olup olmadığınada emin değil açıkçası. Kafamı karıştıran bu mu yoksa daha başka şeylermi bilmiyorum. Hal böyleyken durumda bundan farksız oluyor.. ______________________
Sana tuz yalatsam; sabaha kadar tuz yerine su'yu düşünürsün. İşte çelişki burada gibi görünse de nesnel hareketin kanıtıdır bu. Bir durumla uyarılan her durum bir başka durumu işaret edecektir. Beni sevdiğini söyledikçe sen, ben bir diğerini sevdiğimi hatırlayacağım. Buna ihanet diyemezsin.   'K.İ'

Kırmızı..

Geçenlerde dergileri alt üst ediyordum. Sıkılıp fırlattığım bir derginin rastgele bir sayfası açıldı. Kocaman bir başlık :  Orospu Kırmızı O an kırmızı nın gerçekten orospu olduğunu düşündüm. Sevdimde. Küçüklüğümden beri pembenin öyle olduğunu düşünürdüm. pembeyi de sevmem zaten oldum olası. Kırmızı da göremediğim birşeyler olmalıydı bu zamana kadar. Çünkü başlığı gördüğümde bu düşünce hiçte yabancı gelmemişti. Daha doğrusu ilkten biraz garipsedim, sonra komik geldi ve sonrada kırmızı nın bu duruma yabancı olmadığı farkettim. Yani benim değil kırmızı nın. Dikkatinizi çekerim. Kırmızı kendini bu duruma alıştırmışsa bana laf düşmez tabii .. Dpnot : sabahın 5 inde neden bunu düşündümki ? İnanın bende bilmiyorum boşverin.. Bir dpnot daha :   Umay umay'ın " Orospu kırmızı " adlı kitabı söz konusu değildir.

Al benisi var :)

Adam fena aga. House MD dizisinden tanıdığımız Hugh Laurie. 2006 ve 2007 yıllarında House MD dizideki rolü nedeniyle Altın Küre 'de En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görülmüştür. Ayrıca bu rolüyle 2005 yılında Emmy Ödülü ' ne de aday gösterilmiştir. Bu gördüğünüz karizmatik herif İngiliz aktör, komedyen ve yazar. Başarılarından dolayı içten tebrik etmekle kalmayıp en içten sevgilerimide yolluyorum.. Tarafımca seviliyorsun dostum !

run forrest run ! ♥

-Neden ölüyorsun anne..? -Bak sıram geldi. -Ah hayır, sakın korkma bir tanem..Ölümde hayatın bir parçası... " Yağmurlar bazen sağdan bazen soldan bazen de aşağıdan yağardı.. " " Benim adım Forest Gump ve herkes bana Forrest Gump der. "   Aşığım bu filme  ♥

Ben babamı özleyemiyorum..

Babam ölmedi.yanlış anlaşılmasın. ama benim için uzun yıllar önce öldü.. Bu gün düşünmeye vaktim oldu sanırım. Çocukluğumu düşündüm. Babamın bana aldığı ilk ve son hediyeyi.(belkide annemin üzülmemem için söylediği pembe yalanlardan biriydi. Babamın hiçbir doğum günümü hatırlamaması gibi.. ) . Annemin burda olmadığı bir zaman bana yaptığı naneli yumurtanın tadı hala damağımda. Evet, bu da ilk ve sondu. Deprem olduğu gece, evden çıkarken ağladığımda  " korkma kızım, korkma babacım, ben senin yanındayım.. " deyişi ; ilk değildi belki, ama o gün sondu .. Baba demeyi unutmuşum. ' Baba ' nasıl sevilir unutmuşum. Babalar evlatlarını nasıl sever unutmuşum. Babalar gününü kutlamayı her sene unutmuşum.. Herkes, babası akşam eve gelmeden önce arayıp " baba bana şunu al .. " derken benim aricak kimsem yoktu. Herkesin babası aradığında, benim telefonum hep sessizdeydi.. Bayramlarda babam hiç gelmedi beni izlemeye. Hiç gurur duymadı benimle. Hasta olduğumda

Adı Unutmak -

Fazlalıksa hayatında birileri… Silmelisin kafandan önce, onu sevmeyi istemeyi. Unutmayı seçmelisin çözümsüz sorular içindeyken. Boşaltmalısın havuzları teker teker. Onun da sayfa kenarlarına çizdiği çöp adamlar olduğunu düşündükçe, şaşırmayı kesmelisin bir kere, o da insan, bilmelisin. Onun da aynı havayı soluduğunu öğrenmelisin belki de, sen nefesimi ona borçluyum zannederken. Kareli eteğinden kaldırıp başını, onu aramak ayıp değil, arayış silinme sebebi değil. Anlamalısın, gülmelisin sen de o çok ağlatan satırlara, kendini zorlayarak da olsa. Saate bakıp beni düşünüyor, dememelisin. Küçük bir çocuksun bazen, doğum gününe söz verilmiş yüzlerce hediye, ama her yeni yaşında bomboşmuş gibi ellerin. İşte bu yüzden, düş bile kurmayacaksın bazen ki enkazında kırılmasın hiçbir yerin. Aslında güzelsin, bilmelisin. Aynaya baktıkça değişeceksin. Yeni yeni senler tanıyacaksın tanışacağın her yeni yüzde. Korkacaksın değişmekten, o çok sevdiğin gidince kalbinden. Onu hatırlatıyor

Yurdum ihtimalleri ve insanları ..

( neden bu fotoğrafı koydum bilmiyorum ) Nazım Hikmetin güzel bir şiiri vardır şöyle der bir yerinde  ' memleket mi yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak ? '   Teknik olarak yıldızlar , prensip olarak gençliğim , kilometre olarak memleket daha uzak diye bir cevap verip bu konuya bir açıklama getirmek istedim. Senaristlerimiz neden hep kapıcıları gerçek hayatta olmayacak kadar neşeli, eğlenceli, yer yer arızalı ama illaki komik olacak şekilde tasvir etmişlerdir.Madem kapıcısın o zaman rol çalacaksın apartmandaki hayattan diye bir kural mı var ? İnsan bazen kapıcı Caferi özlüyor. " Kardeş bende tam seni arayacaktım... "  İşte ben bu sözün hastasıyım arkadaş. Ya doğru bile olsa ne kadar yalan duruyor di mi ? Bende tam seni arayacaktım deyin bakın göreceksiniz karşınızdaki insanın o müstehzi gülümsemesini. İnanmayacaktır size, çünkü harbiden çok yalan kokar bu söz.  Bir ara  M. Ali Erbil'in  " alo .. Adapazarı çık aradan "   diye bir lafı vardı baya da

sepet sepet sıkıntı

Evde çok fazla sıkılmaktayım. Dışarı çıkasımda yok. ama evdede olmak istemiyorum. Yağmur yağsa aslında. bir güzel ıslansam. yada ıslansak. Kelebeğimde tatile gitti. yine ben kaldım buralarda. herkes bir yerlere gidiyor. ne kadar lanet bir senedir ya. hiç bişey yolunda gitmezmi. her gününde ayrı bir kasvet ayrı bir olay olabilirmi ya.. " Deniz kum güneş " moduna girmek varken , neden burada bunalıma girmişler gibi oturuyorum ! beni bu duruma sokana lanet ediyorum şu sıralar. hatta şu saniyeler. hatta her saniye ! Can sıkıntısından moda dergilerini defalarca okumaktan, her fotoğrafa ayrıntılı bir şekilde bakmaktan gözlerim bozulma safhasına gelmiştir. ve artık bu mide bulandırıcı bir hal almaya başlamıştır. işte bundan ; bu hale gelmekten korkuyorum ! Olamaz ya olamaaz ! He bu arada her gün filmde izliyorum. arada yeni filmlerde izlediğim oluyor tabi. ama genellikle evin hemen altındaki cd'ciye inip film almaya üşendiğimden dolayı eski filmler tekrür ediyor .. Geçen gece F

Şimdilerde..

Nasıl hatalar yapmaya başladım ben.. Nasıl içimi yakıyor yaşanılanlar. Bu ben değilim. Bedenim benim olsada ruhum bana ait değil. Yıllar önceki elif bu değil. Nasıl bu hala geldim ben. yıllar önce ağlanıcak şeye bile gülerken, şimdi neden herşeye ağlar oldum. Neden hep canım acır oldu. Yapmamam gereken şeyleri neden yapıyorum.. Ne kadar istemeden yapsamda canım acıyor. Vicdan azabı çekiyorum. Kaybetmekten korkuyorum. Ens sevdiklerimi, canımdan öte olanları.. Onları kaybetmekten korkuyorum.. Beni ayakta tutan tek şey onların varlığıykeni yitirmek istemiyorum.. Nasıl bir cehenneme düştüm ben böyle.. Tatile çıkmaya ihtiyacım var. Buradan uzaklaşmaya ; bir süreliğinede olsa hiç bir şey düşünmemeye ihtiyacım var.. Bu kadar yükle devam etmek zor geliyor. Gücüm tükeniyor yavaş yavaş.. Siz az hata yapın. Düşünün öyle karar verin. Dikkat edin kendinize.. öpüyorum.

Can sıkıntınız gider belki :)

Kurallar şunlar: - Bir grup veya şarkıcı seç - Sorulara sadece grubun veya şarkıcının şarkılarının isimleriyle cevap ver - 5 kişiyi mimle " Sokrat ST " - Dişi misin erkek mi? * Hangimiz - Kendini tanıt! * Yabancı gelebilir - İnsanlar senin yanındalarken ne hissederler? * Yerin ayrı - Bir önceki ilişkini nasıl anlatırsın? * Adını mırıldanırım - Şu anki ilişkini tanıt. * Anlam veremedim - Şu an nerede olmak isterdin? * Anlamı yok - Aşk hakkında ne hissediyorsun? * Hayaller kurduran dünya - Hayatın neye benziyor? * Toz pembe değil - Bir dileğin olsa ne isterdin? * Şarkı yada mektup - Mantıklı bir şey söyle. * Elveda

Siz hiç maktül oldunuz mu ?

Nedir pişman lık ? Yaptığınız şey kötü, yada hata olduğunda ' vicdanınızın rahat olmama ' durumu mudur ? Yoksa hiç istemeden ' keşke ' lerin iki dudağınızın arasından dökülmesi midir ? Uykularınız kaçar. Yemek yiyemez , dışarı bile çıkamaz hale gelirsiniz. Yaptığınız iyimidir yoksa gerçekten hatamı yaptığınızı anlayamaz hale gelirsiniz. Bu anlayamadığınız duyguların yanında birde kaybetme korkusu vardır ki sormayın .. Vicdanınızı bir türlü rahat ettirmeyen pişmanlık duygusu mudur yoksa keşkelerin fazlalığı mı ? Buna karar veremezsiniz. Katilin maktüle uyguladığı ölüm psikolojisidir bu. Siz anlayabilir misiniz bunu ? Öldünüz mü daha önce ? Öldürüldünüz mü bir adam ya da bir kadın tarafından ? " Daha ne kadar mutlu olabilirim ki " dediğiniz anda nefes alıp veriş süresi kadar kısa bir zaman dilimi sonra " lanet olsun " dedirtebilen hayat la hiç karşı karşıya geldiniz mi ? İşte o an anlıyorsunuz öldüğünüzü.. Zira hayat denen silsile

Falling Slowly ♥

i don't know you but i want you all the more for that words fall through me and always fool me and i can't react and games that never amount to more than they're meant will play themselves out take this sinking boat and point it home we've still got time raise your hopeful voice you have a choice you've made it now falling slowly, eyes that know me and i can't go back moods that take me and erase me and i'm painted black you have suffered enough and warred with yourself it's time that you won take this sinking boat and point it home we've still got time raise your hopeful voice you had a choice you've made it now take this sinking boat and point it home we've still got time raise your hopeful voice you had a choice you've made it now falling slowly sing your melody i'll sing along

Sen gibi .

Senle ben çok eskiden kalma şarkı sözleri gibiyiz. Hani 10 20 yıl sonra dinlenince ah evet çok güzel bir şarkı derler ya öyle. Evet şuan yokuz, hiç biz olmamış gibiyiz. Bunun sebebi sadece sen veya ben değil biziz. Ama ben sevmiştim bizi. Kabullenmiştim. Öyle bir alıştırmıştım ki kendimi .. Ve biliyorum biz yıllanmış şarap gibiyiz. Zamanı gelince " evet onlar vardı " diyecek birileri. Çok sevecekler biz i. Ne yazık ki biliyorum ; bir daha biz " biz " olmayacağız. Bir daha aynı duygular olmayacak. Yaşanmışlıklar acıtacak canımızı. Ama sen o yıllanmış şarabın son yudumu olacaksın benim için. İçmeye kıyamayacağım seni ..

Sen -

Her seferinde gerçeklerden kaçıyor gibiyim. Bunun farkında olduğum halde yalanlara , olmayan şeylere inanarak yaşıyor gibiyim. Sizde öyle değil misiniz ? Neden sadece ben acı çekiyorum bu sebepten dolayı. Sizide inandırmadılar mı olmayan şeylere ? Tanrıya inanmadınız mı sizde ? İnandırılmadınız mı ? Ama haklısınız. Bunuda kendim seçtim. Her zamanki gibi hata yaptım. Kaybetmişim yine zamanın birinde.. Yine pişman oldum delicesine. Yine özlem, yine hüzün ..  Bekliyorum merakla. Aslında , pekte merak etmiyorum. Edemiyorum. Zamanın bi köşesine hapsoldum. Çıkamıyorum. Şimdi kaybettiklerimin ah'ınımı yaşıyorum bilemiyorum. seni mahalledeki kavgalarımızdan beri seviyorum. ben seni en mutlu anımızda bile maç izlemek yerine çay servisi yapmandan beri seviyorum. ben seni maç otobüsünde uyurken üstümüze örtülen hırkalardan beri seviyorum. ben seni üstüm çamur olduğunda üstümü temizleyişinden beri seviyorum. ben seni Beşiktaş battaniyesinin üstünde nefes nefese yattığımız zamandan beri s

o2.36 *

oyunun adı aşk kan ve gül sen katilsin bense maktül.. istediğin gibi yazıp yönettiğin oyunda başrol oynamak.. daha mutlu olabiliceğim başrol tekliflerini reddederken gelebiliceğim son noktayı hiç düşünmemiştim. sen yazdın. sen yönettin. oyunun bitiminde oyuncu ağlasada sen mutlu oldun.. evet. çünkü başarmıştın. her şey istediğin gibi gitmiş, büyük kazançlar sağlamıştın. bulduğun o saf , aptal aşık oyuncuyu hiç düşünmemiştin. tıpkı kendi sonumu düşünmediğim gibi. Günler geçtikçe daha da bulanıyor renkler. resmimi tamamlayamamaktan korkuyorum. fırçamdaki ıslaklığın ; kendini eskimiş , işe yaramaz bir hale getirmesinden, paletimdeki renklerin yıllanmışlığının bozulmasından, sonrada hayalimi alacalı bir çıkmaza sokmasından korkuyorum. ama tualimi ve renklerimide bir o kadar seviyorum.. Şimdi tualimimi mi tamamlamalıyım ; yoksa öylece bırakıp başkasının en güzel haliyle tamamlamasını mı beklemeliyim ? ne dersiniz , hangisini başarabilirim ? bilemiyorum..

Başlık mı ? Ne başlığı ?

uzun süredir yazamamanın hasretiyle söze başlamak istiyorum.. bilgisayarımın bozuk olmasından dolayı netten uzak kaldım.. kıskmen kötü bi durum. evde pc başında geçirdiğim vakitleri bol bol sahilde değerlendiriyorum. bu seferde çok gezmiş oluyorum. anneme göre tabii.. ztn aya yakındır okula uğramıyorum. sıcakların iyice bastırmasıyla da gündüzleri evde film seyrederek akşamlarıda saile çıkaraktan vakitlerimi geçirmeye başladım. deli gibi para harcamamda cabası. acıyorum bazen bu hatuna yahu .. gel gelelim sıcaklara. oturulmuyor , kalkılmıyor , uyunmuyor.. fena bi  yaz olucak .. nefes almakta güçlük çekiyorum. günde 3 - 4 kez duşa girmektende bıktım. yazın burda olmak istemiyorum. sevgili t-mert ile marmarise akmayı düşünür gibiyiz. babamın yanına en azından. olmadı marmaris diye çıkarız ; rüzgar nereye eserse oraya gideriz.. fenalardayız.. farkettiyseni  " Aşk " tan bahsetmiyorum. çünkü bıktım. şuanlık mutluyum. eğlenicek yer arıyorum :)) neysee canlarım ben arada uğrama

Judas Priest ..

Angel Put sad wings around me now Protect me from this world of sin So that we can rise again We can find our way somehow Escaping from the world we're in To a place where we began And I know we'll find A better place and piece of mind Just tell me that it's all you want For you and me Angel won't you set me free Remember how we chased the sun Then reaching for the stars at night As our lives had just begun When I close my eyes I hear your velvet wings and cry I'm waiting here with open arms Oh can't you see Angel shine your light on me Angel we'll meet once more I'll pray When all my sins are washed away Hold me inside your wings and stay Angel take me far away Put your sad wings around me now Angel take me far away.

One Last Goodbye *

Rüyalarımda sana sarılabiliyorum Bu tıpkı gerçek gibi geliyor Ve hala o acıyı hissediyorum Her nasılsa biliyordum beni bu şekilde terkedeceğini Her nasılsa biliyordum asla benimle kalamayacağını Ve sabahın ilk ışıklarında Huzurlu, sessiz bir geceden sonra Kalbimi aldın götürdün uzaklara Ben kalabilmiş olmanı dilerdim..

Yalnız Bir Opera

Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim Oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim İmrendiğin, öfkelendiğin Kızdığın ya da kıskandığın diyelim Yani yaşamışlık sandığın Geçmişim Dile dökülmeyenin tenhalığında Kaçırılan bakışlarda gündeliğin başıboş ayrıntılarında zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu. Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim. Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan , benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin. Ve hala bilmiyordun sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana Bütün kazananlar gibi Terk ettin Yaz başıydı gittiğinde. Ardından, senin için üç lirik parça yazmaya karar vermiştim. Kimsesiz bir yaz

Bir ki üç dört ..

Sıkıldımmm. uyuyamıyorumm. aldığım uyku haplarının haddi hesabı yok. ama ben yinede uyuyamıyorum. yarında sınavm var .. Telefonumuda okul idaresi aldı zaten ! boşluklardayım aptallar yüzünden.. kavga ettim bide idareyle :) keyfime dicek yok bu aralar .. nedir bu herşey üst üste geliyo ya ! kalp yani bendekide. hemde hastalıklı bi kalp. dayanmıyo anlasana. kimsen yada varsan anlasanaa ..

Where is my love ?

Derbiyi izledikten sonra eve gidene kadar sırıl sıklam olduğumuzu hatırladım bir anda. ellerinle ellerimi ısıtırken unutmuştum üşüdüğümü. yağmura aldırmadan soğuktan, yağmurdan ; ıslanmış ve üşümüş dudaklarımı, kirpiklerimden damlayan yağmur damlalarını , parmaklarınla silişin.. tel tel olmuş saçlarımı avuç içlerinle sevişin .. nerdesin sevgili .. kokunu özledim. dokunuşlarını.. seeevvgilimmmm dyip sarılışlarını .. ee .. peki nerdesin ? Çünkü kendime bile itiraf edemediğim bu hain duygu iliklerime işliyor ve yüreğim parçalanırcasına özlüyorum. Lanet olsun ki sen beni mahvederken sana karşı koyamayacak kadar güçsüzdüm. Ve sana sadece bu satırlarla ulaşabiliyorum göz yaşlarımla beraber. Artık geri dönüşü yok bunun. Mucizeleri ise hak etmiyorum... Ve bir itiraf. Asla göründüğüm kadar güçlü olamadım..

Mex *

köpeğimi özledim. canımdan çok sevdiğim,hayatta sahip olduğum en değerli varlığı. hersabah okula bırakmasını,çıkışlarda boynuma atlamasını,beraber dondurma yemeyi,her dondurma alışımda tek yemiceğimi bilmeyi,sobanın önünde oturup kucağıma yatmanı,başını belaya soktuğunda yanıma koşmanı,kar yağdığında dinlemeyip dışarı çıkmanı,soğuktan hasta olmanı,çamurlu patilerinle üstümü kirletmeni,çikolata yiyişini,banyo yapmayı sevmeyişini,ağlarken yanıma gelip omzuma kafanı koymanı , beraber yatmayı.. herşeyini o kdr çok özledimki. sahip olduğum en güzel varlıktı. ben onunla büyüdüm. adını ben koydum. elime aldığımda 40 günlüktü. o kadar farklıydıki. herşeyden değerliydi. en çok onu severdim. ama şmdi yok. lanet olası polisler yüzünden yok. hayatım boyunca nefret ettim onlardan. en sevdiğim varlığı aldılar benden. canları cehenneme ! özledim.. hemde çok fazla..

Meğer..

ben ne çok hata yapmışım meğer gözüm kapalı bakmışım meğer yıllar geçmış ben saymışım meğer dostum sanıp aldanmışım meğer yıllarca sürer sanmışım meğer boşa kalbimi açmışım meğer vakit kaybıydı diyemem ama sen hiç dostum olmamışsın meğer olsun varsın pişman değilim biraz üzüldüm hepsi bu ağlamam artık gidenlere ağlamam artık bitenlere ağlamam artık üzenlere ihanet edenlere ben ne çok hata yapmışım meğer seni yokken var saymışım meğer yollar gitmiş ben kalmışım meğer aşkım deyip hapsolmuşum meğer bir ömür sürer sanmışım meğer ben boşa kürek çekmişim meğer vakit kaybıydı diyemem ama senden çoktan vazgecmişim meğer olsun varsın pişman değilim biraz üzüldüm hepsi bu ..

sen gibi

arada bir unutmaya çalışıorum seni unutmaya derken en azından çık hani yanımda deilsn ya düşünmeyeyim seni . . olmuyor .. sensizliği kabullenemiyorum hala alışamıyorum hiçbir yere hçkimseye ait olamıyorum. herşey yarım kalıyor aylardır.parçalar hiç doğru yerleri bulmuyor herşey hatırlatıyor seni.hep sesinde olduğun şeyler şmdi sensiz olmalı,sensiz yaşanmalı bundan sonrası,eskiler iyi kötü eskide kalmadı. kalmıyor .. hergün açığa çıkıyor,herşey yeniden yeniden hatırlatıyor herşey seni senin verdiğin huzuru kmse vrmiyor,veremiyor . . en önemlisi anlamıyorlar beni senin anladığın kadar. kendimi ben çözemezken sen bulurdun ya doğru cevapları;şimdi sorularım hep cevapsız .. eksiksin hep ,eksiksin sol yanım ..

masal ..

Anılar var sana dair, Silinmiyor istesemde yürek hazırken Acılar var zaten gönül zahir Ölünmüyor istesemde ecelinle Uyudum ben, büyüdüm ben Yüreğimi niye pişmanlık sarıyor Her lokmam sen, her yudum sen Ne yapıyor ne ediyor sana varıyor Gidişini ben anca anca hazmettim Aramızdaki ince farkı farkettim Biyere kadar demiştin Ben o yere kadar direndim Seni bana yazılmış bir şarkı zannettim

2o.4.1o

Bitti mi yani? bi anda.. işte ayrıldık bütün insanlar gibi.senin istediğin de zaten bu değilmiydi? söyle bana beni sevmediğini ,vicdanın rahat etti mi...? etmediyse kapat gözlerini ve düşünme beni.. bana yanlış anlatmışlar gerçek olan sevgiyi.böyle olacağını bilsem sevmeye cesaretim olurmuydu seni..

Bitmez sevdamız !

Bilica kazdığın çukura otur tamam mı otur !! satılmış hakemleri koyarsan derbiye böyle olur. Hüseyin Göçek ve Serkan Gencerler ! sizi hakem yapan federasyonun.. Her zaman BEŞİKTAŞ ! sevmekten vazgeçermiyim seni.. SİYAH-BEYAZ sadece renk değil SİYAH-BEYAZ anlatılcak bırsey değil, SİYAH-BEYAZ yanlızlıkta tek dost, SİYAH-BEYAZ aşka benzemez, SİYAH-BEYAZ ruhumuzdur, SİYAH-BEYAZ hayatımızdır, SİYAH-BEYAZ sevdadır, SİYAH-BEYAZ yasam tarzıdır, SİYAH-BEYAZ yürektir, SİYAH-BEYAZ beraberliktir, SİYAH-BEYAZ Ç@RŞI'dır, SİYAH-BEYAZ paha biçilmezdir, SİYAH-BEYAZ çiçektir, SİYAH-BEYAZ kartaldır, SİYAH-BEYAZ markamızdır, SİYAH-BEYAZ anne baba dır, SİYAH-BEYAZ tribundür, SİYAH-BEYAZ çılgınlıktır, SİYAH-BEYAZ nedir demeyin çünkü, SİYAH-BEYAZ YAŞAM TARZIDIR...

W. Shakespeare

Heyhat! Ben de zaman denen zorbanın korkusuyla, 'En çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim; Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda, Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim. Aşk bir bebek olduğuna göre, hayır, bunu diyemem, Büyümesini sürdüren şeyi, büyümüş gibi göremem.

Unutuyorum

İçimde bir yerlerde çözemediğim duygularım var, adını bilmediğim sancılar, bir anda karnıma saplanan ağrılar, kalbimin en orta yerinde oluşan ekşimsi bir tat bu. başı belli olmayan aşk gibi. nerde başladığımı unutmadım, ama sonunuda bilmiyorum. oysa herşey belliydi. masaya yatırılmış birkaç düşünce ve sorgu odasındaki istem dışı aciz insanlar.. sorular belliydi.. ya cevapları ? istenilen cevabı vermediğim sürece suçluydum. ama onlara göre.. Ben ne hissediyordum peki ? söylemelimiydim doğrularımı, söylemelimiydim hata gibi görünen gerçeklerimi. anlarlarmıydı ? hiç zannetmiyorum. nasıl anlayacaklardıki.. unuttum sonu olmayan başlangıçları, unutmak istedim başı bile belli olmayan sonları. biçilen kefende yerimin ne derece doğru olduğunu.. yoksaydım onlarıda kendimide. ne sorular vardı ne de cevapları.. bilseydim birkaç dakika ilerisini, söylermiydim yine seni sevdiğimi ? bilmiyorum , bilemiyorum .. ama seni seviyorum . bunu çok iyi biliyorum. ♥