Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

yine yeniden sen.

Ruhumdakı ozgurlugun sebebısın belkı. Belkı anlam veremedıgım guluslerım, Istemsız carpan kalbım, Ya da aldıgım hızlı nefeslerımden bırısın. Yedıgım meyvedekı vıtamın Vucudumdakı vıtamın eksıklıgısın belkıde. Farketmeden kendımı yoruyorum severken. Bı cıcegı , bı hayvanı sevmek daha kolaydır emınımkı. Neden senı sevdıgımı, Kokun kadar guclu bır duygunun benı sarıp sarmalamasına Neden ızın verdıgımı bılmıyorum. Bılmedıgım bır cok seyın sebebı senken, Bıldıgım seylerden kacmak hosuma gıtmıyor olsada Yıne sana carpıyor kalbım. Yıne sen dıyor nefes alıslarım Bınlerce kez kırdıgın kalbım , En sevdıgın sarkının rıtmıyle duzelmeye calısıyor yıne. Koyamıyor yerıne baska bırını. Ama unutmuyor da yaptıklarını. Oyle bır cıkmaza sokuyorkı kendını, Bendekı butun ' sen ' lerde kayboluyor defalarca. Ne oldugunu bılmedıgım mılyonlarca bılınmezlıkten ıbaretsın belkıde. Ama kalp iste yine sana çarpıyor..

isimsizsiniz -

bazı duygular, bazı anlar vardır tarif edilemeyen. kelimelere dökemediğiniz dostluklar ya  da aşklar vardır.. adı aşk olan o kavramı hiç beceremedim ben ama o kelimelere dökülemeyen dostluğu en güzel haliyle yaşadım. hayatta hiçbir şeyin oluru yokken vazgeçemediğim dostlarım vardı. düştüğümde elimden tutan,tutucak gücü olmadığında yanıma oturan, gözümü her açtığımda yanımda görebildiğim dostlarım.. hayatımdaki en güzel varlıklarsınız siz. dost ; Başını omzuma yasla Göğsümde taşıyayım seni Gövden gövdeme Gövdem gövdene can olsun.. ¨

hoş peş

Ramazanın bazı iyi yanları var be. akşam yemeklerinden sonra bi sahil yapıyosun rahatlıyosun. oruç tutuyor muyum, hayır. ama yinede güzel oluyor. evde epitopu 3 kişiyiz ama ramazan olmadımı pek aynı sofraya oturamıyoruz. kardeşim ve annem kendi halinde , ben ders modunda.böyle geçmez dedik ve ramazanı bekledik. gibi oldu. onu bunu bırakta 1 sene daha burdayım ya. çok sövesim var. millet paşa paşa gitti ben yine burda kaldım. olur mu böyle iş. d.hane başlayınca dayımlarda kalmaya başlicam yine. gerçi bu durumdan pek şikayetçi olduğum söylenemez. dayımda yengemde el bebek gül bebek bakıyor bana. mutluyum yani. tek sorun bütün bi sene yine aynı konuları görüp eşşek gibi çalışmak. tabir tam yerinde oldu yalnız.  öğrencilik = amelelik. sal beni artık eğitim sistemi !
- kanka hadi içelim. - ramazan geldi lan olmaz. - onu da al gel. - ...
zakkumun  yüzük  ve  anason   şarkılarından etkilendiğim gibi birinden etkilenmek istiyorum. hani bi görsem bi oha desem. sanki zaman geçtikçe aşktan , aşk kavramından soğumuş gibiyim. garip bi haldeyim.
yazma yetimi kaybetmekk istemiyorum. ama yazmaya vakit bile bulamıyorum. daha doğrusu şuan mecburiyetten kullandığım notebook'u sevmiyorum. insanın yazma isteği kaçıyor. isyan edesim var çok fena bi şekilde. Bir zamanlar çok severek takip ettiğim 2 şahıs vardı. bir tanesi bayaa eskiydi ağlaya ağlaya okurdum yazılarını. daha sonra biri daha taht kurdu bende. yalnız şöyle bi durum varki ne yazıkki pc format yedikten sonra bütün linklerimi kaybettim. şöylede bi huyum varki aşırı unutkanım. ve hiç birini hatırlayamıyorum. üzülüyorum yahu.

hadi içelim

belkide uzak olmak en iyisiydi. görünenin ardında gizlenen onlarca gerçeği kabullenebilmek zordu aslında ama beklenen sonucu vermeyen neticelerdi bizi kırıp döken. rüzgar gibiydi savurdu geçti. yada yaz yağmuruydu dokundu hissettin. belli belirsizdi buğulu bi camın ardında yudumladığın çaydan ziyade rakının verdiği acı gibiydi ama sabaha unutuldu geçti.

Kırmızı

hayatın kanatları vardı. her çırpmada daha fazla yorulan , geçtiği her yolda tüylerini bırakan.. yorulduk rüzgar estikçe. bir çırpıda yıkılan bedenlere alıştırdı hayat bizi. yalanlar söyleyen ruhlarla büyüdük. kurduğumuz hayallerdeki toz pembelerde bulduk kendimizi. ya gerçek olan şeyler sadece enerjiden ibaretti - ki biz o enerjiyi de göremedik. ya da gerçek olan orospu kırmızıydı. kabullenemedik..

her şey çorba oldu.

Bu ara içimde bi yüzme isteği var ama kesemiyorum tam niye böyleyim bilmiyorum. okulun yakınlarında havuz var aslında gitsem olabilir ama üşengeçlik böyle bişey olsa gerek.  benim çalışasım kaçtı ya. şu lanet ygs içime etti resmen. lys için hiç bi umudum kalmadı.. test desen çözmüyorum. ders desen zaten çalışmıyorum.okul sınavları desen aldı başını gidiyo.. nolucak böyle ya. öğrencilikten çıktım resmen. O değilde yemek yiyemiyorum. canım sadece tatlı şeyler istiyo. sabahtan akşama kadar çikolata yiyesim var. ( çikolatada çok kilo aldırıyo be. ) hepten bunalıma girdim. mesaj atamamak, haber alamamak, söylenilenleri hazmedememek .. nasıl bi çıkmazdayım belli değil. neyi beklediğimi bile bilmiyorum. zorluğu bi yana sonunu merak ediyorum. gidip dönem ödevimi yapmak zorundayım sanırım. " Ernesto Che Guevara ! " seviyorum lan ödevimi. sevgiyle kalın.

önsöz

Bir kitap yazacağım.adı sen olan sayfalarını her çevirdiğimde kokunun burnuma geldiği, yazdığım her kelimede dokunuşlarını hissedebilececeğim her virgülde , yaptığım her vurguda bana yükselen ses tonunu anlatacağım ön sözünde ; neden seni sevdiğimi değilde , neden beni sevmediğini, aylarca düşündüğüm bütün ihtimalleri anlatacağım. bir giriş cümlesi olacak. her şeyden yoksun.ilk günlerdeki masumluğun gibi.. kendini bana nasıl tanıttıysa öyle tanıtacağım seni sayfalarıma kelimelerin dilinden düşmeyen mutluluk şarkılarını sen gibi anlatacağım sayfa sayısı arttıkça nasıl bu kadar hissizleştiğini ,  gurursuzlaştığını numaralandıracağım sayılarla.. sonu hiç olmayacak kitabımın. nereye gittiğini bilmeyen bir yazar olacağım. şarabımı yudumlarken şişenin bittiğini fark etmeyeceğim sarhoş olacağım şarabımın kırmızılığında ve öleceğim mayhoşluğunda.. yine ' sen ' olmayacaksın ama adı sen olacak..

dengeler dengesi.

milyonlarca yıldır çiçeklerin dikenleri var. ve milyonlarca yıldır koyunlar çiçekleri yiyorlar. çiçeklerin hiç bir işlerine yaramayan dikenlerini neden büyüttüklerini anlamaya çalışmak gereksiz bir şey mi ? çiçekler ve koyunlar arasındaki savaş önemsiz mi ? o kırmızı suratlı beyfendinin şemalarından daha ciddi ve daha önemli değil mi bunlar ? ve evrende başka hiçbir gezegende yetişmediğini bildiğim bir çiçeğim varsa ve küçük bir koyun onu bir sabah , ben farketmeden , tek bir ısırıkta yok ederse, bu önemsiz bir şey mi ?

geldim gördüm ve sövdüm.

Aylardır bloğuna hiç bir şey yazamamak nedir bilir misiniz siz. kağıtlara yazmak nedir bilirmisiniz siz. sınav mağduru öğrencinin netten uzak kalma dramıdır bu. sınav demişken ; öysm 'ye hala sövesim var. canlı yayına çıkıp hepsine küfür edesim var. her sene kopya iddası çıkıyor ve her seferinde de utanmadan inkar ediyorlar. ulan ayıp be. yapıyosun bari yapmadım deme. işin kötü yanı kanıtlayamıyorsunda. adamlar ne yapıp ne edip bi şekilde çıkıyorlar işin içinden. yazık be lan yazık. ben onca ayımı boşuna mı heba ettim. o kadar öğrenci boşuna mı çalıştı. milletin hakkını yemekten bıkmadılar. ondan sonra öğrenci isyan ediyo. eder tabi. sen milletin hakkını yersen eder. her sene kopya iddasıyla kendini iğrenç bi konuma düşürürsen eder ! eğer ki bu haksa , buysa adaletiniz ; isyanları bastırmicaksınız arkadaşım ! ben veya bi başkası hakkını ararken ağzını açmicaksın. pazar günüde mitinge gidicem. hepinize sövücem ve hakkımı, onca öğrencinin hakkını savunucam. bu devlet adam olmaz o

Bir Şarkı Söyleyeceğim

Küçük bir çocuktum eskiden. Büyüdüm. Büyütüldüm. Mecbur bırakıldım. Küçük yaşlarda gereğinden fazla gördüm hayatın acımasız gerçeklerini. Şaşırdım, garipsedim, yalanladım, hakverdim, midem bulandı, iğrendim.. Gerçeklerden nefret ettim. Sahip olduğum her şeyden, bedenimden, ruhumdan.. Aldığım her nefese lanet ettim.Gözümü her kırptığımda daha fazla saydım kirpiklerimi. Gözyaşlarımda gizledim yalnızlığımı. Duvarımdaki her fotoğrafın anısını arkalarına yazıp mor duvarlara sakladım. Rüyalarımda unuttum sevdiklerimi. Kurduğum hayallerde kaybettim çocukluğumu. Pembe panjurlu bir ev hiç hayal etmedim. Güzel yemekler pişirebileceğim bir mutfağı, düşlere dalıp gidebileceğim bembeyaz banyosu, yalanlardan sıyrılmış rüyalar görebileceğim bir çift yatağı ve yıldızların biririne söylediği şarkıları duyabileceğim balkonu olan bir ev istedim sadece.. Kokusunu hiç bilmediğim tenleri sevdim bir gecelik. Umutlarım can verdi tanımadığım bedenlerde. Cennetin önünde diz çökeceğim, af dileyeceğim günl

Kuşku

Hastalıklı bir zihni, Tedavi edemez misin ? Köklü sıkıntısını, Söküp alamaz mısın ? Beyne kazılı dertleri , Silemez misin ? Tatlı, uyuşturucu bir İlaç vererek, Yüreğini sıkıştıran tehlikeli Şeyden onu kurtaramaz mısın ?                      - W. Shakespeare Eğer yapabilirsen , bana cesaretin ne olduğunu söyle.                                      - Plato

kesit

Başını çevirdi ; ürkek bir heycanla sarıldı. sevindim. ' ölüyorum ' dedi. Ne olduğunu anlayamadan ,bir kalp son nefesini kollarımda bıraktı ve gitti .. Şimdi daha iyi anlıyorum ; senelerce kalbinin derinliklerinde bir kalp daha taşımanın verdiği acıyı, her gün daha da zorlaşan nefes alışları ..