Ana içeriğe atla

Ben babamı özleyemiyorum..

Babam ölmedi.yanlış anlaşılmasın.
ama benim için uzun yıllar önce öldü..

Bu gün düşünmeye vaktim oldu sanırım. Çocukluğumu düşündüm. Babamın bana aldığı ilk ve son hediyeyi.(belkide annemin üzülmemem için söylediği pembe yalanlardan biriydi. Babamın hiçbir doğum günümü hatırlamaması gibi.. ) . Annemin burda olmadığı bir zaman bana yaptığı naneli yumurtanın tadı hala damağımda. Evet, bu da ilk ve sondu. Deprem olduğu gece, evden çıkarken ağladığımda  " korkma kızım, korkma babacım, ben senin yanındayım.. " deyişi ; ilk değildi belki, ama o gün sondu ..

Baba demeyi unutmuşum.
' Baba ' nasıl sevilir unutmuşum.
Babalar evlatlarını nasıl sever unutmuşum.
Babalar gününü kutlamayı her sene unutmuşum..

Herkes, babası akşam eve gelmeden önce arayıp " baba bana şunu al .. " derken benim aricak kimsem yoktu.
Herkesin babası aradığında, benim telefonum hep sessizdeydi..
Bayramlarda babam hiç gelmedi beni izlemeye. Hiç gurur duymadı benimle.
Hasta olduğumda hiç baba diye sayıklayamadım ben..

Ben , " baba " nın bir tek sözlük anlamını biliyorum.
çünkü..
çünkü ben babamı hiç hissetmedim ..

Ben babamı özleyemiyorum ..

Yorumlar

Yorum Gönder

Ellerinizden öper :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül akşamı ..

Belki benim kağıt bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir.. Aynı anda başka insanlara Seni seviyorum demişizdir. Mutlak güven duygusuyla başımızı Başka omuzlara dayamışızdır. Olamaz mı? Olabilir. ♥

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan akıllandığını

Gülerken Gözleriniz Kısılmasın

Bazen düşünüyorum da en büyük yanlışı ben yapmışım sanırım. Uçsuz bucaksız bir ormanda kaybolmuş gibi hissediyorum kendimi.Yolunu bulamayanlarla aynı havayı soluyorum sanki o ormanda.Her şey birbirine benziyor.Birkaç adımda bir duruyorum.Etrafıma bakıyorum.Kendi çevremde dönüyorum.Tanıdık bir yüz , bir ses arıyorum.Bulamayınca kendi başımın çaresine bakmam gerektiğini anlıyorum.Buraya kadar nasıl geldiğimi hatırlamaya çalışıyorum.Her şey kesik kesik.. Zaman kavramını yitirmiş gibi ne öncesini ne de şimdiyi hatırlayabiliyorum.Korkuyorum.Kandırılıyorum belki de.İnanmam gerektiğini düşündüğüm doğrularım var.Yanlışlanabilir olsalar da bunu yapıcak kimse yok.Yalnız demeye de dilim varmıyor.Öyle de değil aslında.Bulunduğum ortamın, durumun getirilerine maruz kalıyorum.Çaresizim.Elimden gelen şeyleri uygulamaya kalktığımda boşluğa düşüyorum.İster istemez kendimi suçluyorum.Çıkış yolları hep bir şeyler kaybettirir karşılığında.Buna hazırmıyım bilmiyorum. Her başlangıcım bu sefer farklı olaca