Ana içeriğe atla

tae-woo

Okulu asmaak.
ama yinede sabah erkenden uyanmak.
lanet olası uyku düzeni.
öyle bi düzenimde yok halbuki
neden erken kalkıyorum,kaldırılıyorum anlamış değilim.


11 e kadar yatakta keyif yaptım cemal süreya eşliğinde.
arada bi dalmışım 20-30 dk lık rüyalaarımda birileri konuşurken hep arkadan cemal süreya çalıyor duymuyormusunuz diyerek uyandım.
meğersem kulaklıktan gelen o muazzam ses ona aitmiş.

başımı tekrar yastığa koyduğumda onu düşündüm yine.
geleceğin hayalini kurarken geçmiş takılı verdi beynimin sağ köşesine.
U dönüşü yapmam gerekirken,takıldığım yerde kalmayı tercihettim.
her zaman olduğu gibi kulağıma fısıldanan aşk şiirindeki her kelime onu hatırlatıyordu en iyi yanlarıyla. kötü anımsayamıyordum. kelimeler ruhumu okşarken, kollarıyla sarmışçasına kokusu geldi burnuma. derin bir nefesle içime çektim. bir daha nefes alıp - vermek istemedim o andan sonra. çektiğim nefeste kalsın istedim içimde.

Biliyorum Sana giden yollar kapalı
üstelik sende hiç bir zaman sevmedin beni..

insanlar evler; aramızda duvarlar gibi
uyandım uyandım hep seni düşündüm
yalnız seni

sen baya nihayet
sen ölümüm kalımım

Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysa ki hep yedekte, hep elde var saymıştın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül akşamı ..

Belki benim kağıt bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir.. Aynı anda başka insanlara Seni seviyorum demişizdir. Mutlak güven duygusuyla başımızı Başka omuzlara dayamışızdır. Olamaz mı? Olabilir. ♥

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan akıllandığını

Gülerken Gözleriniz Kısılmasın

Bazen düşünüyorum da en büyük yanlışı ben yapmışım sanırım. Uçsuz bucaksız bir ormanda kaybolmuş gibi hissediyorum kendimi.Yolunu bulamayanlarla aynı havayı soluyorum sanki o ormanda.Her şey birbirine benziyor.Birkaç adımda bir duruyorum.Etrafıma bakıyorum.Kendi çevremde dönüyorum.Tanıdık bir yüz , bir ses arıyorum.Bulamayınca kendi başımın çaresine bakmam gerektiğini anlıyorum.Buraya kadar nasıl geldiğimi hatırlamaya çalışıyorum.Her şey kesik kesik.. Zaman kavramını yitirmiş gibi ne öncesini ne de şimdiyi hatırlayabiliyorum.Korkuyorum.Kandırılıyorum belki de.İnanmam gerektiğini düşündüğüm doğrularım var.Yanlışlanabilir olsalar da bunu yapıcak kimse yok.Yalnız demeye de dilim varmıyor.Öyle de değil aslında.Bulunduğum ortamın, durumun getirilerine maruz kalıyorum.Çaresizim.Elimden gelen şeyleri uygulamaya kalktığımda boşluğa düşüyorum.İster istemez kendimi suçluyorum.Çıkış yolları hep bir şeyler kaybettirir karşılığında.Buna hazırmıyım bilmiyorum. Her başlangıcım bu sefer farklı olaca