Ana içeriğe atla

Saçmalıklar vesvelesi

Yapılan en doğru seçimlerin bile bir zaman sonra yanlış gelmesi ne kadar saçma dimi.
büyük bir özenle seçilen eşyaların,zaman geçtikçe eskiyip gözündeki değeri kaybetmesi.
sakızın hiç bitmicek bi şekilde çiğnenmesi,ancak çiğnedikçe b.kunun çıkması,
eskiz defterinin özenle hazırlanması,
aksatmamak şartıyla gidilen kurslar,
ses düzeyinin hep bi noktada son buluşu,
"başlıksız" yazan şeylerin bile bir başlığı olması,
kremin vücudunda erimesi veya vücudun emmesi (her neyse),
en mutsuz anlarda çikolatanın küçük bi tebessüm yaratması(genelleme yaplmştır),
hiç bitmemesi istenen filmin en b.k yerinde bitmesi.
moral bozukluğunda yemek yenmesi,
hiç olmicak bişey için göz yaşı dökülmesi,
gülünmicek yerde gülünmesi,
rüyanın en güzel yerinde uyanılması
zaman geçtikçe yaşlanılması;kırışıklıklar,deprsyon vb.
en saçma hayallerin bile hayatımızda yer bulması,
geri dönmemesi gerekenleri geri dönmesi,
birbirini anlayamayan iki insanın aşık olması,
soru cümlelerinde misin-mısın vb. şeylerin ayrılması,
kimi silginin fazla toz çıkarıp kiminin çıkarmaması,
doğuştan kabiliyeti olan ve olmayanlar,
yaşanmışlar ve yaşanamayanlar..
vs. vs. vs.
...

ne kadar doğru olabilirki?
olsada-olmasada;
ne değişir ki?

Ben
Sen
O

Biz
Siz
Onlar

Öteki
Beriki

...

falan filan.

Yorumlar

  1. ses düzeyinin hep bi noktada son bulmasını ve bi de "başlıksız" yazan şeylerin bile bi başlığının olmasını ben de düşünmüştüm, hala da düşünürüm ara sıra. öyle bir saçmalık barındırıyorlar ki içlerinde bence, sanki hayatın kendisinin sırrının kendilerinde yattığını böbürlenerek vuruyolar. bi de bana ayrıyetten saçma gelen bi şey var ki, şu paragrafta defalarca kullandığım "bi" kelimesinin inatla "bir" olarak yazılması. anlamsız değil mi? ah bu arada, taa seneler önce yazmış olduğun bir şeye yorum gelmesine şaşırabilirsin :) ama blogunu yeni buldum ve okumaya başladım. pek sık yorum yazmam da, bazen yazmaya dürtüldüğüm olur :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Ellerinizden öper :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

E sen bayaa Orospu Çocuğuymuşsun !

Söyle be büyük adam,  ' sayende '  bu kaçıncı 0 (sıfır) ı tüketişim ? Sana ait bütün kelimelerimi tükettim bu gün. Yaptığım en iyi şeyin seni sevmek olduğunu düşündüğüm zamanlara lanet ettim ilk defa. Bunun sebebi sen misin yoksa ben miyim bilinmez. Ama beni hataya sen sürüklemedin,  kendim sürüklendim. Kendim yaptım onca aptallığı. Her defasında inandım.  Güvendim lan güvendim. bu kadar basit miydi seveni kandırmak. Bu kadar mı kolay artık yalan söylemek. Yüzüme bakarken hiç mi için acımadı be adam. Hiç mi gururun yok senin.  Orospu çocukluğu nun bu kadarı da çok fazla. Ben kötü biri değilim. Sadece sessizliği bilirim. Ama artık susmak istemiyorum. İnsanın, sustukça daha da üzüldüğünü biliyorum. Yıprandım. Tükendim. Rüzgarında bi o tarafa bi bu tarafa savruldum. E be vicdansız nasıl yaşarsın sen şimdi o yürekle. Bi de utanmadan, yaptığın onca acımasızlıktan sonra kalkıp bana sevgiden bahsetmez misin.  Ah be oğlum sen ne anlarsın sevgiden, kıymet bilmekten falan. Sen

mutlak mutluluk

bu ara pek mutluyum lan gerçi dersleri saldım gidiyo defter kitap yalan oldu dağaldık. kartalcell çıktı geçmek lazım konuşuyosak aşkımızdan falan yani şu sıralar ortamlar pek iyi ne iş anlamadım (: dershaneye test çözmeye gidiyoruz sınıfa uğramadan eve geliyoruz annemde pek rahat kadın alıştı tabi bişi demiyo bıktım lan okuldan sırf sabah ve çıkışlarda dumanlanmak için gidiyorum ortam olsun makara olsun başka bişey değil neyse nikotinin dibine vurmaktayım aç karnınada pek iyi gidiyorki sorma zevki sonum hiç iyi değil patlicam bi günde hadi hayırlısı. karmaşık duygular içindeyim özlem duygusu ağır basmakta tabi kaç gündür sonunda bi görebildim oda görmekse tabi özlüyorumm abi özlüyorum ama umrundamı değil neden? soruyorumda bi cevap yok karmaşaya sokmaktan başka bişey değilsin D* neyse nikotine devam ..

o2.36 *

oyunun adı aşk kan ve gül sen katilsin bense maktül.. istediğin gibi yazıp yönettiğin oyunda başrol oynamak.. daha mutlu olabiliceğim başrol tekliflerini reddederken gelebiliceğim son noktayı hiç düşünmemiştim. sen yazdın. sen yönettin. oyunun bitiminde oyuncu ağlasada sen mutlu oldun.. evet. çünkü başarmıştın. her şey istediğin gibi gitmiş, büyük kazançlar sağlamıştın. bulduğun o saf , aptal aşık oyuncuyu hiç düşünmemiştin. tıpkı kendi sonumu düşünmediğim gibi. Günler geçtikçe daha da bulanıyor renkler. resmimi tamamlayamamaktan korkuyorum. fırçamdaki ıslaklığın ; kendini eskimiş , işe yaramaz bir hale getirmesinden, paletimdeki renklerin yıllanmışlığının bozulmasından, sonrada hayalimi alacalı bir çıkmaza sokmasından korkuyorum. ama tualimi ve renklerimide bir o kadar seviyorum.. Şimdi tualimimi mi tamamlamalıyım ; yoksa öylece bırakıp başkasının en güzel haliyle tamamlamasını mı beklemeliyim ? ne dersiniz , hangisini başarabilirim ? bilemiyorum..