Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zamanla ..

Büyüyeceksin çocuk acıyla tatlıyla büyüyeceksin kimi insan gerçekleri kaçıracak gözlerinden kimileri sözlerini kaçıracak senden  kimi canını Yakacak kimi hayat sunacak..büyüyeceksın çocuk adım adım hayat yolunda ezilerek ezerek büyüyeceksin..hayal kırıklıkların olacak..bazen umutların..pervasız sevdaların..bir gün gelecek bir bakacaksın ki büyümüşsün yaşadıkların yaşayacaklarının yanında bir hiç olmuş..büyüyeceksin çocuk adım adım... ama ağlayarak ama gülerek .

Hayal *

... Gökyüzü çarpar gözüme matemiyle. Gece karanlığını deviriyor üzerime. Üstesinden gelebilirim sanıyor. Daha da boğuluyorum boşluklarında. Ufak bir esintiyle son nefesimide yitirecek gibiyim. Bilmiyor. Anlamıyor. Saçlarımı savuruyor yüzüme doğru. Gözlerimi kısıyorum dolunay'a bakmak için. Güneşe baktığımdaki gibi gözlerimi kamaştırıyor tertemiz ışığı. Sana bakamıyorum. Tanıyamıyorum. Yansıtamıyorum artık seni dışarıya. Kalbimin en güzel köşesine saklamış, istemeden kilit vurmuşum sanki. Nefes almak için bana ihtiyacının olmasını bekler gibiyim. İçimde kalan parçalarınıda kaybetmek istemiyorum. Yalandan umutlar buldum kendime İçinde sen varsın evet ; ama yalanların yok. Bildiğim en güzel yanların var. Sonsuzluğa uzanmışız. Sayamadığım kadar yıldız var gökyüzünde. hepsine yeni bir gün yüklüyoruz. Canımızın isteği gibi planlar yapıyor, Ayrı ayrı görevler veriyoruz. Sorumlulukları büyük bu sefer. Sabaha karşı gelmelerini emrediyorum. Kalbolmasınlar diye. Sen gitme diye.. Saçlar

Sevmesek Olmazmı ?

Sahi sevmesek olmaz mı ? İlla acı çekmek mi lazım ? Pişman olmak mı ?   Sahi sevmesen... olmaz mı ?   . ...Kendine bağlayıp ,bir gün çıkıp gitmesen. .? Aldatmasan ? Sahi sevmesem olmaz mı ? Yaşayamam mı aşksız? O'nsuz yapamam mı ? Sahi sevmesek olmaz mı ?

Eylül akşamı ..

Belki benim kağıt bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir.. Aynı anda başka insanlara Seni seviyorum demişizdir. Mutlak güven duygusuyla başımızı Başka omuzlara dayamışızdır. Olamaz mı? Olabilir. ♥

...

" Çölde , gün doğumunda, gökyüzü öyle güzel görünürdü ki ;  cennetin nerede bitip, dünyanın nerede başladığını bilemezdim. " Forrest Gump

yazık.

N'oldu da şuurunuzu kaybettiniz ? Bu kadar mı zayıftınız etrafa karşı, bu kadarmıydı verdiğiniz değer ? Anlatmadığınız, anlayamadığım daha neleriniz var ? Tanıyamıyorum sizi artık. Tanıyamıyorum bedenlerinizi, ruhlarınızı.. Yabancı mısınız yoksa canımda ayrı bir can mı bilmiyorum. Artık kafam sizin sayenizde karışıyor. Sizi düşünürken kayboluyorum ütopyamda. Ben mi hata yapıyorum acaba ? Gereğinden fazla mı değer veriyorum size. Tarif edemiyorum sizi içimde. Bir şeyler hep eksik kalıyor. Ya ben sizi anlamıyorum, yada siz beni gerçekten tanıyamamışsınız. Olmayan şeyi mi yoktan var etmeye çalışıyorum, Yoksa varsınızda ben mi göremiyorum ..

Bugün

Sabah  uyandım.. Daha doğrusu uyanmaya, gözlerimi açmaya çalıştım. Bir gerinlik sezdim gözlerimde. Kalktım aynaya bakmak için bir kaç adım attım. O adımları nasıl attım inanın bilmiyorum. Aynaya bir bakarım ki gözlerim şişmiş.. Bu bana yapılacak şey mi ulan dedim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra demleme çay yaptım zar zor. Pamuğu çaya bandırıp gözlerime koydum. Evet gözlerime koydum :)) Biraz indi falan derken duş almam gerektiğini farkettim. Ama o arada yapmam gereken daha önemli birşey olduğunu farkettim. Sigaraaaaa ! Nikotin ihtiyacımıda giderdikten sonra duşumu aldım ve hazırlanmaya gidiyorum şuandada :) Sahil havası almak lazım .. Öpüyorum

son ki 3 ..

Bu gün tam 3 ay oldu sevgili. Benden vazgeçeli.. Bensiz olmayı tercih edişinin Bensiz mutlu oluşunun başkasında aşk ı arayışının.. Güvenimi kırışının Sevgimi haketmeyişinin.. Özümün artık sana çıkayışının Yanımda olmayışının Kokunu alamayışımın.. Senli cümleler kuramayışıın Saçlarımla oynamayışımın Doya doya öpemeyişimin.. Bir yerden sonra hep eksik kalışımın Kalbimin atmayışının.. Evet sevgilim.. Bu gün " seni sevmiyorum " deyişinin tan 3. ay ' ı .. Farklı kanallarda farklı programlarda atışıyoruz sevgilim! Sen reytingi tavan yapan bir dizide yavşağın biriyle yiyişirken, Ben ucuz bir yemek programında tarifini veriyorum sen in...  K.İ

En değerli misafirim,

Bugün bıraktığın anılarınla boğuşuyorum odamda.. Sen düzenlemişsin her tarafı. Her taraf sen kokuyor,sen var gibisin aslında ya da ben senin hayalinle süsledim her tarafı.. Son nefesleri vericeğimiz güne kadar kalamadın. Oysa tahminimce otuz sene kalmıştı benim son nefesime. Bir yaşam vaad ettim ben sana,bu evin içinde. Kabul etmiştin. Meğer sen hep bu izbe evin penceresinden bakıyormuşsun. Ben seni elimden geldiğince ağarlamaya çalıştım. Yapamamışım. Bazen bu evi talan etmişiz o saçma sapan kavgalarla. Hala kırık dünlerin etkisi var bütün yarınlarda Sen bu evin karanlığı ile başedemedin sevgilim. Bense o karanlığın en ücra köşesinde yaşıyorum şimdi. Bavulunu toplamış misafirin ayaklarına kapanmak değer mi? Kapıları kilitlemeli mi bir yere kaçmasın diye sevgili Bu evi yıkma sevgilim. Ben burada yaşıyorum. Ben buradayım hep. Hep seni bekliyorum kapılar pencereler açık duvarlar yıkık ama yine ışık yok sen olmadıkça hala karanlık Dışarısı çok korkunç sevgi

Bilmezsin..

Küçükken nasıldı ? diye sordu Anneme; -Küçükken yaramazdı.. dedi Annem, Tebessüm... etti; Doğru mu dedi gözlerime bakarak; -Doğru dedim. ... Ve aynen tekrarladım Annemin sözlerini.... " Küçükken yaram az'dı.." ...

Anlamı yok.

Artık ders çalışmaya başlamam kanısındayım. Yaz bitiyor ve daha test kitaplarının kapağını açmadım. Herşeyi unutmuş durumdayım. Tekrar yapmam gerekiyor. Ders moduna alışmalıyım. Üşengeçliğimden olsa gerek, ne zaman test çözmeye çalışsam uyuyasım geliyor. Yada bu bir bahane.. Her zaman olduğu gibi. Koca bir seneyi ayaklar altına alasım gelmiyor. Can sıkıntısı ve zevkler uğruna buraya bir sene daha katlanamam. Bir an önce mezun olup gitmek en iyisi. Uzaklaşmanın zor ama net yollarından biri. Geride bırakıcağım pek önemli bir şey yok. Bundandır gitmek isteyişlerim belkide.. Yeni bir hayat , yeni düzen .. En azından geçmişin, yaşadıklarımın tekerrür etmesi gibi bi durum olmaz. İhtiyacım olan şeyin bu olup olmadığınada emin değil açıkçası. Kafamı karıştıran bu mu yoksa daha başka şeylermi bilmiyorum. Hal böyleyken durumda bundan farksız oluyor.. ______________________
Sana tuz yalatsam; sabaha kadar tuz yerine su'yu düşünürsün. İşte çelişki burada gibi görünse de nesnel hareketin kanıtıdır bu. Bir durumla uyarılan her durum bir başka durumu işaret edecektir. Beni sevdiğini söyledikçe sen, ben bir diğerini sevdiğimi hatırlayacağım. Buna ihanet diyemezsin.   'K.İ'

Kırmızı..

Geçenlerde dergileri alt üst ediyordum. Sıkılıp fırlattığım bir derginin rastgele bir sayfası açıldı. Kocaman bir başlık :  Orospu Kırmızı O an kırmızı nın gerçekten orospu olduğunu düşündüm. Sevdimde. Küçüklüğümden beri pembenin öyle olduğunu düşünürdüm. pembeyi de sevmem zaten oldum olası. Kırmızı da göremediğim birşeyler olmalıydı bu zamana kadar. Çünkü başlığı gördüğümde bu düşünce hiçte yabancı gelmemişti. Daha doğrusu ilkten biraz garipsedim, sonra komik geldi ve sonrada kırmızı nın bu duruma yabancı olmadığı farkettim. Yani benim değil kırmızı nın. Dikkatinizi çekerim. Kırmızı kendini bu duruma alıştırmışsa bana laf düşmez tabii .. Dpnot : sabahın 5 inde neden bunu düşündümki ? İnanın bende bilmiyorum boşverin.. Bir dpnot daha :   Umay umay'ın " Orospu kırmızı " adlı kitabı söz konusu değildir.

Al benisi var :)

Adam fena aga. House MD dizisinden tanıdığımız Hugh Laurie. 2006 ve 2007 yıllarında House MD dizideki rolü nedeniyle Altın Küre 'de En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görülmüştür. Ayrıca bu rolüyle 2005 yılında Emmy Ödülü ' ne de aday gösterilmiştir. Bu gördüğünüz karizmatik herif İngiliz aktör, komedyen ve yazar. Başarılarından dolayı içten tebrik etmekle kalmayıp en içten sevgilerimide yolluyorum.. Tarafımca seviliyorsun dostum !

run forrest run ! ♥

-Neden ölüyorsun anne..? -Bak sıram geldi. -Ah hayır, sakın korkma bir tanem..Ölümde hayatın bir parçası... " Yağmurlar bazen sağdan bazen soldan bazen de aşağıdan yağardı.. " " Benim adım Forest Gump ve herkes bana Forrest Gump der. "   Aşığım bu filme  ♥

Ben babamı özleyemiyorum..

Babam ölmedi.yanlış anlaşılmasın. ama benim için uzun yıllar önce öldü.. Bu gün düşünmeye vaktim oldu sanırım. Çocukluğumu düşündüm. Babamın bana aldığı ilk ve son hediyeyi.(belkide annemin üzülmemem için söylediği pembe yalanlardan biriydi. Babamın hiçbir doğum günümü hatırlamaması gibi.. ) . Annemin burda olmadığı bir zaman bana yaptığı naneli yumurtanın tadı hala damağımda. Evet, bu da ilk ve sondu. Deprem olduğu gece, evden çıkarken ağladığımda  " korkma kızım, korkma babacım, ben senin yanındayım.. " deyişi ; ilk değildi belki, ama o gün sondu .. Baba demeyi unutmuşum. ' Baba ' nasıl sevilir unutmuşum. Babalar evlatlarını nasıl sever unutmuşum. Babalar gününü kutlamayı her sene unutmuşum.. Herkes, babası akşam eve gelmeden önce arayıp " baba bana şunu al .. " derken benim aricak kimsem yoktu. Herkesin babası aradığında, benim telefonum hep sessizdeydi.. Bayramlarda babam hiç gelmedi beni izlemeye. Hiç gurur duymadı benimle. Hasta olduğumda

Adı Unutmak -

Fazlalıksa hayatında birileri… Silmelisin kafandan önce, onu sevmeyi istemeyi. Unutmayı seçmelisin çözümsüz sorular içindeyken. Boşaltmalısın havuzları teker teker. Onun da sayfa kenarlarına çizdiği çöp adamlar olduğunu düşündükçe, şaşırmayı kesmelisin bir kere, o da insan, bilmelisin. Onun da aynı havayı soluduğunu öğrenmelisin belki de, sen nefesimi ona borçluyum zannederken. Kareli eteğinden kaldırıp başını, onu aramak ayıp değil, arayış silinme sebebi değil. Anlamalısın, gülmelisin sen de o çok ağlatan satırlara, kendini zorlayarak da olsa. Saate bakıp beni düşünüyor, dememelisin. Küçük bir çocuksun bazen, doğum gününe söz verilmiş yüzlerce hediye, ama her yeni yaşında bomboşmuş gibi ellerin. İşte bu yüzden, düş bile kurmayacaksın bazen ki enkazında kırılmasın hiçbir yerin. Aslında güzelsin, bilmelisin. Aynaya baktıkça değişeceksin. Yeni yeni senler tanıyacaksın tanışacağın her yeni yüzde. Korkacaksın değişmekten, o çok sevdiğin gidince kalbinden. Onu hatırlatıyor

Yurdum ihtimalleri ve insanları ..

( neden bu fotoğrafı koydum bilmiyorum ) Nazım Hikmetin güzel bir şiiri vardır şöyle der bir yerinde  ' memleket mi yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak ? '   Teknik olarak yıldızlar , prensip olarak gençliğim , kilometre olarak memleket daha uzak diye bir cevap verip bu konuya bir açıklama getirmek istedim. Senaristlerimiz neden hep kapıcıları gerçek hayatta olmayacak kadar neşeli, eğlenceli, yer yer arızalı ama illaki komik olacak şekilde tasvir etmişlerdir.Madem kapıcısın o zaman rol çalacaksın apartmandaki hayattan diye bir kural mı var ? İnsan bazen kapıcı Caferi özlüyor. " Kardeş bende tam seni arayacaktım... "  İşte ben bu sözün hastasıyım arkadaş. Ya doğru bile olsa ne kadar yalan duruyor di mi ? Bende tam seni arayacaktım deyin bakın göreceksiniz karşınızdaki insanın o müstehzi gülümsemesini. İnanmayacaktır size, çünkü harbiden çok yalan kokar bu söz.  Bir ara  M. Ali Erbil'in  " alo .. Adapazarı çık aradan "   diye bir lafı vardı baya da

sepet sepet sıkıntı

Evde çok fazla sıkılmaktayım. Dışarı çıkasımda yok. ama evdede olmak istemiyorum. Yağmur yağsa aslında. bir güzel ıslansam. yada ıslansak. Kelebeğimde tatile gitti. yine ben kaldım buralarda. herkes bir yerlere gidiyor. ne kadar lanet bir senedir ya. hiç bişey yolunda gitmezmi. her gününde ayrı bir kasvet ayrı bir olay olabilirmi ya.. " Deniz kum güneş " moduna girmek varken , neden burada bunalıma girmişler gibi oturuyorum ! beni bu duruma sokana lanet ediyorum şu sıralar. hatta şu saniyeler. hatta her saniye ! Can sıkıntısından moda dergilerini defalarca okumaktan, her fotoğrafa ayrıntılı bir şekilde bakmaktan gözlerim bozulma safhasına gelmiştir. ve artık bu mide bulandırıcı bir hal almaya başlamıştır. işte bundan ; bu hale gelmekten korkuyorum ! Olamaz ya olamaaz ! He bu arada her gün filmde izliyorum. arada yeni filmlerde izlediğim oluyor tabi. ama genellikle evin hemen altındaki cd'ciye inip film almaya üşendiğimden dolayı eski filmler tekrür ediyor .. Geçen gece F

Şimdilerde..

Nasıl hatalar yapmaya başladım ben.. Nasıl içimi yakıyor yaşanılanlar. Bu ben değilim. Bedenim benim olsada ruhum bana ait değil. Yıllar önceki elif bu değil. Nasıl bu hala geldim ben. yıllar önce ağlanıcak şeye bile gülerken, şimdi neden herşeye ağlar oldum. Neden hep canım acır oldu. Yapmamam gereken şeyleri neden yapıyorum.. Ne kadar istemeden yapsamda canım acıyor. Vicdan azabı çekiyorum. Kaybetmekten korkuyorum. Ens sevdiklerimi, canımdan öte olanları.. Onları kaybetmekten korkuyorum.. Beni ayakta tutan tek şey onların varlığıykeni yitirmek istemiyorum.. Nasıl bir cehenneme düştüm ben böyle.. Tatile çıkmaya ihtiyacım var. Buradan uzaklaşmaya ; bir süreliğinede olsa hiç bir şey düşünmemeye ihtiyacım var.. Bu kadar yükle devam etmek zor geliyor. Gücüm tükeniyor yavaş yavaş.. Siz az hata yapın. Düşünün öyle karar verin. Dikkat edin kendinize.. öpüyorum.

Can sıkıntınız gider belki :)

Kurallar şunlar: - Bir grup veya şarkıcı seç - Sorulara sadece grubun veya şarkıcının şarkılarının isimleriyle cevap ver - 5 kişiyi mimle " Sokrat ST " - Dişi misin erkek mi? * Hangimiz - Kendini tanıt! * Yabancı gelebilir - İnsanlar senin yanındalarken ne hissederler? * Yerin ayrı - Bir önceki ilişkini nasıl anlatırsın? * Adını mırıldanırım - Şu anki ilişkini tanıt. * Anlam veremedim - Şu an nerede olmak isterdin? * Anlamı yok - Aşk hakkında ne hissediyorsun? * Hayaller kurduran dünya - Hayatın neye benziyor? * Toz pembe değil - Bir dileğin olsa ne isterdin? * Şarkı yada mektup - Mantıklı bir şey söyle. * Elveda

Siz hiç maktül oldunuz mu ?

Nedir pişman lık ? Yaptığınız şey kötü, yada hata olduğunda ' vicdanınızın rahat olmama ' durumu mudur ? Yoksa hiç istemeden ' keşke ' lerin iki dudağınızın arasından dökülmesi midir ? Uykularınız kaçar. Yemek yiyemez , dışarı bile çıkamaz hale gelirsiniz. Yaptığınız iyimidir yoksa gerçekten hatamı yaptığınızı anlayamaz hale gelirsiniz. Bu anlayamadığınız duyguların yanında birde kaybetme korkusu vardır ki sormayın .. Vicdanınızı bir türlü rahat ettirmeyen pişmanlık duygusu mudur yoksa keşkelerin fazlalığı mı ? Buna karar veremezsiniz. Katilin maktüle uyguladığı ölüm psikolojisidir bu. Siz anlayabilir misiniz bunu ? Öldünüz mü daha önce ? Öldürüldünüz mü bir adam ya da bir kadın tarafından ? " Daha ne kadar mutlu olabilirim ki " dediğiniz anda nefes alıp veriş süresi kadar kısa bir zaman dilimi sonra " lanet olsun " dedirtebilen hayat la hiç karşı karşıya geldiniz mi ? İşte o an anlıyorsunuz öldüğünüzü.. Zira hayat denen silsile

Falling Slowly ♥

i don't know you but i want you all the more for that words fall through me and always fool me and i can't react and games that never amount to more than they're meant will play themselves out take this sinking boat and point it home we've still got time raise your hopeful voice you have a choice you've made it now falling slowly, eyes that know me and i can't go back moods that take me and erase me and i'm painted black you have suffered enough and warred with yourself it's time that you won take this sinking boat and point it home we've still got time raise your hopeful voice you had a choice you've made it now take this sinking boat and point it home we've still got time raise your hopeful voice you had a choice you've made it now falling slowly sing your melody i'll sing along

Sen gibi .

Senle ben çok eskiden kalma şarkı sözleri gibiyiz. Hani 10 20 yıl sonra dinlenince ah evet çok güzel bir şarkı derler ya öyle. Evet şuan yokuz, hiç biz olmamış gibiyiz. Bunun sebebi sadece sen veya ben değil biziz. Ama ben sevmiştim bizi. Kabullenmiştim. Öyle bir alıştırmıştım ki kendimi .. Ve biliyorum biz yıllanmış şarap gibiyiz. Zamanı gelince " evet onlar vardı " diyecek birileri. Çok sevecekler biz i. Ne yazık ki biliyorum ; bir daha biz " biz " olmayacağız. Bir daha aynı duygular olmayacak. Yaşanmışlıklar acıtacak canımızı. Ama sen o yıllanmış şarabın son yudumu olacaksın benim için. İçmeye kıyamayacağım seni ..

Sen -

Her seferinde gerçeklerden kaçıyor gibiyim. Bunun farkında olduğum halde yalanlara , olmayan şeylere inanarak yaşıyor gibiyim. Sizde öyle değil misiniz ? Neden sadece ben acı çekiyorum bu sebepten dolayı. Sizide inandırmadılar mı olmayan şeylere ? Tanrıya inanmadınız mı sizde ? İnandırılmadınız mı ? Ama haklısınız. Bunuda kendim seçtim. Her zamanki gibi hata yaptım. Kaybetmişim yine zamanın birinde.. Yine pişman oldum delicesine. Yine özlem, yine hüzün ..  Bekliyorum merakla. Aslında , pekte merak etmiyorum. Edemiyorum. Zamanın bi köşesine hapsoldum. Çıkamıyorum. Şimdi kaybettiklerimin ah'ınımı yaşıyorum bilemiyorum. seni mahalledeki kavgalarımızdan beri seviyorum. ben seni en mutlu anımızda bile maç izlemek yerine çay servisi yapmandan beri seviyorum. ben seni maç otobüsünde uyurken üstümüze örtülen hırkalardan beri seviyorum. ben seni üstüm çamur olduğunda üstümü temizleyişinden beri seviyorum. ben seni Beşiktaş battaniyesinin üstünde nefes nefese yattığımız zamandan beri s