Ana içeriğe atla

ps *

Küçükken farkına varmadığınız ya da söyleyemediğiniz aşklarınızı , yıllar sonra görmek değişik bi duygu. Aşkın en temiz, en masum halini görürsünüz onda. Kavgalarla aşık olduğunuz kişinin şimdi çok daha farklı konumlarda olmasıda acıtır canınızı. " Bulabildin mi sonunda huzuru, aradığın mutluluğu ? " diye sorduğunuzda etkiye tepki olarak onunda sizi merak ettiğini düşünürsünüz. Yanılıyorsunuz. Çocukluğunuzdan beri kalbinizin en güzel yerinde sakladıysanız onu ve bunun karşılığı olarak sizin verdiğiniz değerin aynısını bekliyorsanız ; boşuna beklemeyin derim.


O kadar sene boyunca herkese sorduysanız onu,
bulduğunuzda adı hala en tatlı aşkla dökülüyorsa dilinizden,
sarıldığınızda başınızı onun omzuna koyup gözlerinizi kapatabiliyorsanız,
nefesindeki sıcaklığı hissedebiliyorsanız ;
benim onu sevdiğim gibi sizde sevebilirsiniz ..



Evet ,
Seni seviyorum - 

Yorumlar

  1. en saf aşklar küçükken yaşananlar sanırsam.zaman ilerledikçe her şey berraklığını kaybediyor şu dediğimiz büyük aşklar bile..yazıyı okuyunca aklıma hemen ilhan şeşenden gördüğüme sevindim geldi benden bu yazıya gelsin :)

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim (:
    çok iyi oldu :)
    küçükken sevdiğimizi söylemeye utanıyorduk, şimdi söyleyene inanmıyoruz..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Ellerinizden öper :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül akşamı ..

Belki benim kağıt bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir.. Aynı anda başka insanlara Seni seviyorum demişizdir. Mutlak güven duygusuyla başımızı Başka omuzlara dayamışızdır. Olamaz mı? Olabilir. ♥

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan akıllandığını

Gülerken Gözleriniz Kısılmasın

Bazen düşünüyorum da en büyük yanlışı ben yapmışım sanırım. Uçsuz bucaksız bir ormanda kaybolmuş gibi hissediyorum kendimi.Yolunu bulamayanlarla aynı havayı soluyorum sanki o ormanda.Her şey birbirine benziyor.Birkaç adımda bir duruyorum.Etrafıma bakıyorum.Kendi çevremde dönüyorum.Tanıdık bir yüz , bir ses arıyorum.Bulamayınca kendi başımın çaresine bakmam gerektiğini anlıyorum.Buraya kadar nasıl geldiğimi hatırlamaya çalışıyorum.Her şey kesik kesik.. Zaman kavramını yitirmiş gibi ne öncesini ne de şimdiyi hatırlayabiliyorum.Korkuyorum.Kandırılıyorum belki de.İnanmam gerektiğini düşündüğüm doğrularım var.Yanlışlanabilir olsalar da bunu yapıcak kimse yok.Yalnız demeye de dilim varmıyor.Öyle de değil aslında.Bulunduğum ortamın, durumun getirilerine maruz kalıyorum.Çaresizim.Elimden gelen şeyleri uygulamaya kalktığımda boşluğa düşüyorum.İster istemez kendimi suçluyorum.Çıkış yolları hep bir şeyler kaybettirir karşılığında.Buna hazırmıyım bilmiyorum. Her başlangıcım bu sefer farklı olaca