Ana içeriğe atla

çok seviyorum oysaki

Yoruldum sevgilim.
dudak büküşlerinde unuttum ben kendimi.
gözyaşlarında bıraktım ben sana olan sevgimi.
elin elimde olsun istemiyorum. beni ; benim seni sevdiğim kadar sevmediğin sürece tutma ellerimi.
sevginin sıcaklığı olmaz hiç bi zaman.
oysaki onca ay bunun için beklememişmiydim.?
eskidende tek başıma seviyordum seni.. 
şimdi de değişen bişey olmadı..
yine sana aşık sana tapan biri var karşında.
ama gücüm kalmadı bu ilişkiyi tek başıma yürütmeye.
toparlanmam gereken süreçte,sen daha da dağılmama sebep oluyorsun.
destek olaman, çabalaman , fedakarlık yapıp hayatından biraz olsun ödün vermen gerekirken ;
sen gücümün tükenmesine, kafamın daha da karışmasına ve daha çok sorular sormama ancak yanıtlarını alamamama sebep oluyorsun.

yoruldum sevgilim.
ya elimden tut
ya da bırak gidiyim..



Bir bilsen ne kadar çok seviyordum, seviyorum, seveceğim seni..

Yorumlar

  1. Sanki yazıyı ben yazmışım gibi hissettim. Ne yaşadın bilemem ama bu kaar aynı hissetmemiz çok ilginç. Her bir kelimesi beni anlatıyor sanki. Yoruluyor insan bilirim, gücü kalmıyor, ufacık şeylere kanamaz kendini avutamaz oluyor. Çözümü ne bilemiyorum, gitmek desen gitmeye kalktığımda engelleniyorum, kalmak desen kaldığımda kendime zarar veriyorum. En iyisi susmak galiba. Karşındaki konuşmaya başlayana dek susmak.

    YanıtlaSil
  2. aynı duyguları paylaştığımıza hem sevindim hem üzüldüm.
    sevinmem ; hissettiklerimi birinin anlayabilmesine..
    üzülmemse ; durumun gerçekten can yakıcı olmasına ve bunu ister-istemez yaşamana..

    susmakta çoğu zaman çözüm olmuyor. sona gitmeyi beklerken başa sarmana sebep olabiliyor.sustukça anlaşılamıyorsun.buda tarflı tarafsız gerginliğin nedeni oluyor.konuşsak,patlama aşamasına geliyoruz.zararlı biz çıkıyoruz.
    ne yapmam gerektiğine karar vermiş değilim açıkçası.
    sevdikçe yorulmaya mahkumuz sanırım..

    YanıtlaSil
  3. sevdikçe yorulmaya mahkumuz. gerçekten çok haklı bir söz.

    YanıtlaSil
  4. inanılması güç gerçekler cnm :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Ellerinizden öper :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan ...

Paralel Evrenlerde Kararsızlık

Bu zamana kadar sahip olamadığım şeyleri mi sevdim yoksa sevdiğim şeylere mi sahip olamadım bilmiyorum. Bunu zaman içinde anlamaya çalışırken fark ettim ki zaman herkes ve her şey için akıyormuş. Kaybettiğim şey aslında zamanmış. Her şeyi sindirebilirdim belki ama zamansal problemlerin yarattığı duygusal tahribatlarla başa çıkamıyorum. Sabah uyanır uyanmaz kendimi ödüllendirmek adına kahve yapıyorum. Hava dünden daha soğuk. Gökyüzü grinin ve mavinin en bunaltıcı yönlerini almış kendine. Dün geceden kalan playlist, sarhoş bir insanı andırarak sabahın ilk ışıklarında dahi çalmaya devam ediyor. Üstümdekilere bakmaksızın evin verandasına adım atıyorum. Soğuk kollarımı ısırıyor sanki. Yüzüme çarpan rüzgar, ormanda çekilen kaçış sahnelerini hatırlatıyor. Hissediyorum, üşüyorum, iliklerime kadar çarpıyor ama ne var ki aldırış edesim gelmiyor. Geceleri oturup yıldızları izlediğim, annemden kalan sıkıcı ama bir o kadar da en sevdiği şarabından kokan (nasıl olduğu konusunda en ufak bir fikri...

Çalılara Takılan Hayatlar

Hayatın bunca kaosuna terk edilmiş olmayı tabi ki dilemezdim ama hiçbir şey düşündüğüm ve istediğim gibi gitmedi. Öyle ki gitmeyecek de.  Paranın ve işin, sevgiye tercih edildiği bir hayatın içinde nefes alıyor olmak canımı ne kadar yakıyor bilemezsiniz. Yokların içinden var etmeye çalıştığım bunca hayat planı, yerini bulamayan kocaman bir sevgi ve başkalarının değer yargıları arasına sıkıştırılmış değer sorunsalı. Nedendir bilinmez başkalarının düşünceleri arasında kaybolmaya can atan insanoğlu, bu düşünceler çerçevesinde hayatını idame ettirmeyi öğreniyor ama kendi kararlarını verebilmeyi ve verdiği kararlarla mutlu olmayı beceremiyor.  İnsanoğlunun insiyatifine bırakılan bu hayatlar ne yazık ki yaşam telaşı içerisinde bölünmeye uğruyor. İş, aile, para, birliktelikler, akadaşlıklar... İstiyoruz ki hayatımız parçalansın ama bütün parçalar bizde kalsın. Peki sonra? Bir araya getirilemediği zamanda elinizde avucunuzda kalan şeyler sadece birbirinden kopmuş parçalar oluyor. Sonr...