O kadar uzun zaman olmuş ki yazmayalı, kelimelerimi unutmuşum.
Cümlelerimin yapısı değişmiş...
Uzun zamandır, yazmaya hiç bu kadar ihtiyacım olmamıştı belki de.
Nankör bi yazarmışım sanırım.
Bunu da becerememişim.
Olmayan hiçbir şey gibi bu da olmamış. Bu da gitmemiş.
Gerçekten de bu kadar mıymış diye sormaya başladım kendime.
Önceleri yazmayı o kadar severdim, o kadar ki her fırsatta burda bulurdum kendimi.
Yazamıyorum artık. Cümlelerimi toparlayamıyorum.
Ne zaman bloğu açsam hüznün en dolusu kaplıyor içimi.
Parmaklarım titriyor, gözlerim doluyor, nefes alışımda ki tedirginlik artıyor...
Harflere dokundukça sanki daha da artıyor her şey.
Bir daha fazla,
bir daha kalabalık,
biraz daha üstüme geliyor kafamdaki, kalbimdeki her şey.
Bıraktım o yüzden yazmayı.
Bırakmak istemeye istemeye bıraktım.
Artık şarkıları kendimi duyamayacak kadar yüksek sesle dinliyorum.
İnsanlar konuşunca dinleyemiyorum.
Yeni biriyle tanışmak istemiyorum.
;En sevdiğim şeylerden nefret eder oldum.
İçim sürekli üşür halde.
Isınamıyorum.
Camlardan baktıkça midem bulanıyor, kafam daha da karışıyor yüksekleri gördükçe.
Gökyüzünden korkuyorum mesela.
Denizler ölüm kokusu gibi.
Kuşlar bile eskisi gibi uçmuyor.
Duyduğum her ses sabah karanlığı gibi.
Belki daha sonra yine gelirim.
Kelimelerimi cümlelere yakıştıracak kıvama gelirsem tekrardan,
sabah kahveleri 5 geçe yapılırsa yine...
Ben beklerim kendimi, oralara bir yere gelirsem.
aloha.
söylenecekler arttıkça söylenenler azalıyor...
YanıtlaSilkeşke söylenecek bu kadar çok şey olmasa dedirtiyor böyle durumlar
YanıtlaSil