Ana içeriğe atla

Mutlu son * UM TV

Mutluyum demeye korkuyorum ama mutluyum yani bunu inkar edemem.

Bebek olarak nitelendirebileceğimiz bir kanalda stajdayım. Hatta stajdan daha fazlasındayım. Üzerimde bir program yükü var ki sormayın. Kanalı merak edenler için  ARTI BİR + 1 TV
Güçlü kadrosuyla yayın hayatına başlayan kanalımız tarafsız habercilik anlayışı ve birbirinden güzel programlarıyla izleyicisini memnun etmenin izinde.
Ana haberde Uğur Dündar olmak üzere, Banu Güven, Ece Temelkuran, Barbaros Şansal, Turgut Erat, Haluk  Şahin gibi önemli bir çok isim sizlerle beraber bu ekranda.
Digiturk' te 51. kanaldayız.
Pazartesiden itibaren ise Turksat ( uydu ) ' tayız.
Bizi izleyin.

Bu arada kanaldaki yani ekipteki yurdum insanları bir harika. Hepsi birbirinden tatlı ve sevecen. Tanısanız çok seversiniz. Orada da buldum kendime çok seveceğim insanlar. Tatlı su balığım var en başta. Bir tanısanız gerçekten çok seversiniz. Eşşek sıpası, çirkin ördek yavrusu tam. Böyle minnoş insanlar olsun etrafımda başka bir şey istemem.

Okula gidemiyorum bu arada. Staj dedik bağrımıza bastık ama sabah 8 akşam 8 dediler yıktılar beni. Kalmamak adına gösterdiğim çabayı başka bir yerde göstermiş olsaydım erken yaşta köşeyi dönebilirdim.

" Hayırlısı be gülüm.. "

Müjdat Gezen Sanat Merkezi - Uğur Dündar Müjdat Gezen Televizyon Okulu 'n dan mezun biri var karşınızda.
O candan öte insanlarla aylarca bir arada olmak, bir çok şey paylaşmak ve onlardan bir çok şey öğrenmek mükemmel bir duygu. Herkesden çok sevip saydığım pek değerli hocam Uğur Dündar ' a   ne kadar teşekkür etsem az. Hayatın bana kattığı en güzel insanlardan biridir kendisi. Doğrusu doğrumdur her zaman.
Hakkında söylenecek o kadar fazla şey var ki aslında.. Ama ne ben yazdıkça bitirebilirim ya da anlatabilirim ne de siz okuyabilir ya da anlayabilirsiniz. Tanısanız çok çok çok daha fazla seversiniz o büyük adamı.

Mükemmel bir mezuniyet töreniyle sonuçlanan o mükemmel okulun ardından bir kaç fotoğraf ve anı kaldı. Kanalda bütün gün beraber olsak da yine de o okulun tadı bir başkaydı. Bunu asla inkar edemem.








Muhteşem bir yemeğin ardından eğlenmeden olmaz dedik ve kendimizi Kuruçeşme taraflarına attık.





Herkesin yaşaması gereken anlardır bunlar.
Mükemmel bir sınıf,
Birbirinden değerli ve bir o kadar muazzam hocalarım..

Uğur Dündar
Müjdat Gezen
Nuran Yıldız
Turgut Erat
Can Ataklı
Sonat Bahar
Yasemin Şehiraltı
Derya Karadaş
Cem Sertesen
Haluk Şahin
Atilla hocam ( soyadını öğrenmemekte ısrarlıyım )
Serap Belet
Oylum Talu

Ve aylarca beraber gülüp eğlendiğim, ağladığım canımdan öte dostlarım..

Hepinize sonsuz teşekkür ederim..


Mutluluk hep sizinle kalsın.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eylül akşamı ..

Belki benim kağıt bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir.. Aynı anda başka insanlara Seni seviyorum demişizdir. Mutlak güven duygusuyla başımızı Başka omuzlara dayamışızdır. Olamaz mı? Olabilir. ♥

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan akıllandığını

Gülerken Gözleriniz Kısılmasın

Bazen düşünüyorum da en büyük yanlışı ben yapmışım sanırım. Uçsuz bucaksız bir ormanda kaybolmuş gibi hissediyorum kendimi.Yolunu bulamayanlarla aynı havayı soluyorum sanki o ormanda.Her şey birbirine benziyor.Birkaç adımda bir duruyorum.Etrafıma bakıyorum.Kendi çevremde dönüyorum.Tanıdık bir yüz , bir ses arıyorum.Bulamayınca kendi başımın çaresine bakmam gerektiğini anlıyorum.Buraya kadar nasıl geldiğimi hatırlamaya çalışıyorum.Her şey kesik kesik.. Zaman kavramını yitirmiş gibi ne öncesini ne de şimdiyi hatırlayabiliyorum.Korkuyorum.Kandırılıyorum belki de.İnanmam gerektiğini düşündüğüm doğrularım var.Yanlışlanabilir olsalar da bunu yapıcak kimse yok.Yalnız demeye de dilim varmıyor.Öyle de değil aslında.Bulunduğum ortamın, durumun getirilerine maruz kalıyorum.Çaresizim.Elimden gelen şeyleri uygulamaya kalktığımda boşluğa düşüyorum.İster istemez kendimi suçluyorum.Çıkış yolları hep bir şeyler kaybettirir karşılığında.Buna hazırmıyım bilmiyorum. Her başlangıcım bu sefer farklı olaca