Ana içeriğe atla

Kahveniz mi bitti bayım?

Salaş bir hırkanın getirisiydi sanki hüzün. Kendiliğinden gelmiş, hatta hep var olan. Oysa sonbahar yapraklarının arasında arardım ben hüznü. Kurumaya yüz tutması anılardı benim için. Mecburiyetten eskiyen ama asla kaybolmayan, var olan algıların içinde kendine bir şekilde yer bulan ama görünürde olmayan... 
Çıplak ayakla yürüyormuş gibi hissediyorum yaşarken. Öylesine her şeyi hissediyorum ki, kirleniyorum sanki. Her adımımda biraz daha gerçeklik duygusu yerleşiyor içime. Oysa istediğim şey bu değildi. Sessiz sakin bir gölün iskelesinden ayaklarımın suya değişini izlemek istiyordum. Bekledim de. Belki o zamanlar gelir dedim ama olmadı. 
Zamanın içinde daha da kaybolmuş hissettim kendimi. Hiçbir şey olmuyordu, olmasını istediğim şeylerin de oluru yoktu. 
Bilir misiniz saçınızın arasından geçen rüzgarın yoksunluğunu? Kaybettiğiniz şeylerin arkasından bakamadığınız anlarda iç sesinizle kavga ettiğiniz oldu mu hiç ?
Tekrarı yoktu bu kavgaların belki ama yorgunluğu vardı. Kaybetmekten korkarak ettiğim kavgalardı. Hep bu yüzden yenildim. Yorgunluğum yenilgiden mi bilemedim hiçbir zaman. Saklaması zor oldu. Senelerin arasına gizleyemiyorsunuz bazı şeyleri. Yetmiyor günler, saatler, dakikalar.. Saklayamadığınız yerde ya anıların arasına sıkışıp kalıyorsunuz ya da kelimelerin. Kişilerin devreye girmesi gereken yerde en çok yalnızlığınız oluyor yanınızda. Sonra hiç eksilmeyen bir uğultuya bırakıyor yerini. Sessizlikle, onsuzluklar arasında kalmış gibi. Varlığını gerçeklikle, gerçeküstücülük arasında kaybediyor.
Sen mi kaybettin onca şeyi yoksa varlığına inandığın her şey aslında hiç yok muydu? 
Düşündün. 
Şimdi sen de hissettin aynı şeyi. 
Seni de korkuttu hissettiğin her şey.
Unutur gibi olursun, yeniden karşına çıkar, sonra yeniden gider... 

Eskiden hayallerim gerçeklerden çok daha iyi gelirdi. Rüyalarda yaşamak gibiydi. Devamını görebilmek için uyuduğun rüyalar gibi. Sen bağlamaya çalışırsın da o ip bir yerden sonra kopar. Ne uyuyabilirsin ne de uyuduğunda aynı rüyayı görebilirsin. 
Devamı olan şey rüyaların değil çocuk. 
Uyan. 
Onlar kurduğun hayallerin son durakları. 
Daha sonrası yok. 
Bir adım ötesi boşluk. 
Bir adım ötesi gerçeğin suratına çarptığı an. 
Saçlarının arasından o rüzgarlar geçmedi. 
Yapraklar senin düşündüğün gibi düşmedi yere.
Duyduğun şeyler uğultu değil, iç sesinle ve insanlarla olan kavgaların. 
Şimdi giy o kırmızı papuçlarını. 
Uyan ve gökyüzüne bak. 
Gerçeklerin ve hayallerin arasına nasıl sıkıştığını bulutlar anlatır sana.


Umutlarımız hep havada kalmadı mı zaten...






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

E sen bayaa Orospu Çocuğuymuşsun !

Söyle be büyük adam,  ' sayende '  bu kaçıncı 0 (sıfır) ı tüketişim ? Sana ait bütün kelimelerimi tükettim bu gün. Yaptığım en iyi şeyin seni sevmek olduğunu düşündüğüm zamanlara lanet ettim ilk defa. Bunun sebebi sen misin yoksa ben miyim bilinmez. Ama beni hataya sen sürüklemedin,  kendim sürüklendim. Kendim yaptım onca aptallığı. Her defasında inandım.  Güvendim lan güvendim. bu kadar basit miydi seveni kandırmak. Bu kadar mı kolay artık yalan söylemek. Yüzüme bakarken hiç mi için acımadı be adam. Hiç mi gururun yok senin.  Orospu çocukluğu nun bu kadarı da çok fazla. Ben kötü biri değilim. Sadece sessizliği bilirim. Ama artık susmak istemiyorum. İnsanın, sustukça daha da üzüldüğünü biliyorum. Yıprandım. Tükendim. Rüzgarında bi o tarafa bi bu tarafa savruldum. E be vicdansız nasıl yaşarsın sen şimdi o yürekle. Bi de utanmadan, yaptığın onca acımasızlıktan sonra kalkıp bana sevgiden bahsetmez misin.  Ah be oğlum sen ne anlarsın sevgiden, kıymet bilmekten falan. Sen

mutlak mutluluk

bu ara pek mutluyum lan gerçi dersleri saldım gidiyo defter kitap yalan oldu dağaldık. kartalcell çıktı geçmek lazım konuşuyosak aşkımızdan falan yani şu sıralar ortamlar pek iyi ne iş anlamadım (: dershaneye test çözmeye gidiyoruz sınıfa uğramadan eve geliyoruz annemde pek rahat kadın alıştı tabi bişi demiyo bıktım lan okuldan sırf sabah ve çıkışlarda dumanlanmak için gidiyorum ortam olsun makara olsun başka bişey değil neyse nikotinin dibine vurmaktayım aç karnınada pek iyi gidiyorki sorma zevki sonum hiç iyi değil patlicam bi günde hadi hayırlısı. karmaşık duygular içindeyim özlem duygusu ağır basmakta tabi kaç gündür sonunda bi görebildim oda görmekse tabi özlüyorumm abi özlüyorum ama umrundamı değil neden? soruyorumda bi cevap yok karmaşaya sokmaktan başka bişey değilsin D* neyse nikotine devam ..

o2.36 *

oyunun adı aşk kan ve gül sen katilsin bense maktül.. istediğin gibi yazıp yönettiğin oyunda başrol oynamak.. daha mutlu olabiliceğim başrol tekliflerini reddederken gelebiliceğim son noktayı hiç düşünmemiştim. sen yazdın. sen yönettin. oyunun bitiminde oyuncu ağlasada sen mutlu oldun.. evet. çünkü başarmıştın. her şey istediğin gibi gitmiş, büyük kazançlar sağlamıştın. bulduğun o saf , aptal aşık oyuncuyu hiç düşünmemiştin. tıpkı kendi sonumu düşünmediğim gibi. Günler geçtikçe daha da bulanıyor renkler. resmimi tamamlayamamaktan korkuyorum. fırçamdaki ıslaklığın ; kendini eskimiş , işe yaramaz bir hale getirmesinden, paletimdeki renklerin yıllanmışlığının bozulmasından, sonrada hayalimi alacalı bir çıkmaza sokmasından korkuyorum. ama tualimi ve renklerimide bir o kadar seviyorum.. Şimdi tualimimi mi tamamlamalıyım ; yoksa öylece bırakıp başkasının en güzel haliyle tamamlamasını mı beklemeliyim ? ne dersiniz , hangisini başarabilirim ? bilemiyorum..