Ana içeriğe atla

Sen Gel Bence

Öyle sanıyorum ki bir çırpıda büyüdüm. İçimi büyüttüm. Kalbimi, duygularımı, değerlerimi büyüttüm.. Hayatın tarafıma ne denli olgunluk gösterdiği ortada.. İş başa düşüyor ki kendi dersini bir güzel sindirmek zorunda kalıyorsun.

Hümanist bir insan olmanın getirilerinden biri olsa gerek, herkesi haddinden çok sevebiliyorum. Tanımadığım, görmediğim, duymadığım birini sırf yazılarından sevebiliyorum. Bir çok insanın gerçekte idrak edemediği "Aşk" ın görülmeden de yaşanabileceğine inanıyorum. Demeyiniz ki bu kız sanal seviyor. yok efendim öyle değil. Hemen aklınızdaki soruları yanıtlıyorum. Biz ( ben ) çok yoğun çalışan insanlar olarak, gecemizin gündüzümüzden ayrılmadığı zamanların bolluğundan; bırakınız sevmeyi, sevişmeye bile vakit bulamayan insanlarız. Gönül ister ki ben de sevdiceğimin saçlarına okşayayım, ben de sabahları kalktığımda işe gitmeden önce ilk onu göreyim yanımda, yastığımın soğuk tarafında. Ama olmuyor efendim. Ya gelen vakitsizlikten sıkılıp gidiyor ya da zaten bunu umursayacak kadar sevmiyor oluyor. O yüzdendir ki ben genelde iş arasında sevdim. Ama ciddi ciddi sevdim. Bayaa büyük sevdim. 




Günümüz teknolojisi ve insan beyni gereği, yurdum insanı ne kadar iç-dış güzellik meselesini oto-yıkamacının iç-dış yapışı gibi anlasa da olay benim açımdan öyle değil. Hiçbir zaman da olmadı sanırım. Dedim ya görmem duymam bir yere kadar, insan en çok yazınca belli eder kendini. Dünya güzeli de olsan bir şiir değilsin benim için. Eğer kalemin yoksa, kağıdı karalamamışsan bu yaşına kadar ; çok büyük sıkıntı var demektir. İnsanları kelimelerinden tanırsın. Kurduğu cümlelerden , o kelimeleri cümle içinde dans ettirişinden tanırsın. Yar'in olacak adamın kelimeleri tükenmemeli. gerektiğinde kıvırabilmeli. Kelimelerle nefes almana yardımcı olmalı. Romantik kelimelerden bahsetmiyorum elbette yanlış anlaşılmasın. Daha önceki yazılarımı okuyanlar bilir. Romantik hiçbir şeyi sevmem. Mum ışığında yemek yenmesinden, çiçeklerden vb. size romantik gelen hiçbir şeyden haz etmem. 

Bir önceki paragrafa bakınca sevdiceğimi bulabilme olasılığımın yüksek olması gerekiyordu. Aksi gibi o ihtimal hiç yükselmedi. Yapamadım. Beceremedim " sade " sevebilen adamı. Kaderimin alengirli bir oyunu sanırım bu bana. Ya işin ya aşkın gibi bir soru da gelmedi halbuki bana. Ha gelseydi cevaplayabilir miydin diye sorarsanız, elbetteki görmezden gelirim sorunuzu. Duymamış olayım böyle bir soru. Sakın ola birinizle dışarda bir yerlerde karşılaşırsak sormayın sakın bana. Kendimden korkarım. Cevabımdan korkarım..

Beni anlayabiliyor musunuz inanın hiçbir tahminim yok bu konuda. Ama eğer ki bu yazının içinde dört dönen adamı anlayabiliyor ya da öyle biri olup olmadığını düşünüyorsanız sizi aklınızdaki sorularla başbaşa bırakıyorum. 
Siz bu yazdıklarımı okurken bile çok büyük bir ihtimalle ben çalışıyor olacağım. Sevmeye büsbüyük aralar vermiş olacağım. 
Beni kelimelerinle sevene kadar çok büyük bir ihtimalle, ufak bir uyku uyuyacağım..






Sonra belki çay içeriz. 
Şansımız varsa yağmur da yağar. 
Damlalara huzur yüklemece oynarız.
Güzel şeyler olur belki.
Sen gel bence.



...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

E sen bayaa Orospu Çocuğuymuşsun !

Söyle be büyük adam,  ' sayende '  bu kaçıncı 0 (sıfır) ı tüketişim ? Sana ait bütün kelimelerimi tükettim bu gün. Yaptığım en iyi şeyin seni sevmek olduğunu düşündüğüm zamanlara lanet ettim ilk defa. Bunun sebebi sen misin yoksa ben miyim bilinmez. Ama beni hataya sen sürüklemedin,  kendim sürüklendim. Kendim yaptım onca aptallığı. Her defasında inandım.  Güvendim lan güvendim. bu kadar basit miydi seveni kandırmak. Bu kadar mı kolay artık yalan söylemek. Yüzüme bakarken hiç mi için acımadı be adam. Hiç mi gururun yok senin.  Orospu çocukluğu nun bu kadarı da çok fazla. Ben kötü biri değilim. Sadece sessizliği bilirim. Ama artık susmak istemiyorum. İnsanın, sustukça daha da üzüldüğünü biliyorum. Yıprandım. Tükendim. Rüzgarında bi o tarafa bi bu tarafa savruldum. E be vicdansız nasıl yaşarsın sen şimdi o yürekle. Bi de utanmadan, yaptığın onca acımasızlıktan sonra kalkıp bana sevgiden bahsetmez misin.  Ah be oğlum sen ne anlarsın sevgiden, kıymet bilmekten falan. Sen

mutlak mutluluk

bu ara pek mutluyum lan gerçi dersleri saldım gidiyo defter kitap yalan oldu dağaldık. kartalcell çıktı geçmek lazım konuşuyosak aşkımızdan falan yani şu sıralar ortamlar pek iyi ne iş anlamadım (: dershaneye test çözmeye gidiyoruz sınıfa uğramadan eve geliyoruz annemde pek rahat kadın alıştı tabi bişi demiyo bıktım lan okuldan sırf sabah ve çıkışlarda dumanlanmak için gidiyorum ortam olsun makara olsun başka bişey değil neyse nikotinin dibine vurmaktayım aç karnınada pek iyi gidiyorki sorma zevki sonum hiç iyi değil patlicam bi günde hadi hayırlısı. karmaşık duygular içindeyim özlem duygusu ağır basmakta tabi kaç gündür sonunda bi görebildim oda görmekse tabi özlüyorumm abi özlüyorum ama umrundamı değil neden? soruyorumda bi cevap yok karmaşaya sokmaktan başka bişey değilsin D* neyse nikotine devam ..

o2.36 *

oyunun adı aşk kan ve gül sen katilsin bense maktül.. istediğin gibi yazıp yönettiğin oyunda başrol oynamak.. daha mutlu olabiliceğim başrol tekliflerini reddederken gelebiliceğim son noktayı hiç düşünmemiştim. sen yazdın. sen yönettin. oyunun bitiminde oyuncu ağlasada sen mutlu oldun.. evet. çünkü başarmıştın. her şey istediğin gibi gitmiş, büyük kazançlar sağlamıştın. bulduğun o saf , aptal aşık oyuncuyu hiç düşünmemiştin. tıpkı kendi sonumu düşünmediğim gibi. Günler geçtikçe daha da bulanıyor renkler. resmimi tamamlayamamaktan korkuyorum. fırçamdaki ıslaklığın ; kendini eskimiş , işe yaramaz bir hale getirmesinden, paletimdeki renklerin yıllanmışlığının bozulmasından, sonrada hayalimi alacalı bir çıkmaza sokmasından korkuyorum. ama tualimi ve renklerimide bir o kadar seviyorum.. Şimdi tualimimi mi tamamlamalıyım ; yoksa öylece bırakıp başkasının en güzel haliyle tamamlamasını mı beklemeliyim ? ne dersiniz , hangisini başarabilirim ? bilemiyorum..