Gerçekten sahip olduğunuz şeylerin, yaşamsal olarak size ait olduğuna mı inanıyorsunuz? Yapısal olarak değişen onca şey arasında gerçekten değişim kaosunun içinde bulunmayacağınızı mı düşünüyorsunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız çok yazık. Aidiyet duygusunu kaybetmiş toplumlarda diye başlamıyor ne yazık ki cümlem. Çünkü toplumsal olarak kaybedilen ya da kazanılan bir olgu değil bu. Tamamen kişisel. Tamamen sübniminal. Ne gördüğün değil, ne anladığın önemlidir her zaman. Zaman ve aidiyet. Zaman ve diğer her şey. Kaybettiğin, kazandığın, unuttuğun, sinirlendiğin,mutlu olduğun, hissettiğin, belki de hissedemediğin ama var olan her şeyin kapalı kutusu. Doğrusal bir düzlemde ilerleyen ve durdurulamayan. Sahip olunamayan. Her daim olan ama asla oldurulamayan. Gerçekten de yaşadığımız şey kaos değil mi? Zamanın içinde hapsolmuş, kendine olan aidiyetini bu küçük kutunun içinde kaybetmiş et parçaları değil miyiz ? Sorulması gerekenleri soramadığımız için ve hatta Sorduğumuz soruların
Kozmopolit yapının içinde sığlaşan fenomenlerim ..