Ana içeriğe atla

Bitmiş.

Uzak kalmışım buralardan.

Herkes gider yapar olmuş. vay be. söyledilerde yok yapmaz dedim. ama insan dün neyse bu günde öyle oluyomuş.
insan insan olmayınca
korunmazmış başkalarına karşı.
kardeş kardeş olmayınca paylaşılmazmış herşey.
dost dost olmayınca saklanmazmış en derinlerde.
Verilen değer fazla gelmiş. Kıymet bilinmemiş. Tercihler hep bi yönde olmuş. Ama doğru ama yalnış.Bize doğru gelen sana doğru gelsede yalnış yolu seçmişsin. eyvallah. gerçeklerden kaçılmış hep. 10 yılın anısı 1,5 seneyle silinmiş. onca sene boş yere yaşanmış. geçirilen dakikalar vakit kaybıymış sanki. yapılan yorumlar bi önem taşımaz olmuş artık.
Karşılıklı hayatlardan silinebilecek duruma gelinmiş.
Koymuş mu dersiniz ?
bu sefer değil. Kaybeden taraf olunmaz bu sefer. bu sefer üzülen taraf olunmaz.
senin falında sana söylenmeyen gerçekler bana söylenirken sen uyuyodun güzelim. söylemişti dinlemedim. salak kafam. Dost bildiğin, herkesten önde bildiğin dost olsaymış şimdiye kral olurmuşsun.
yerini fazlasıyla dolduran dostlar varmış hep.
ama en değerlisiymiş o dostların arasında.
Anladım.
Onun önüne geçememişsin hiç bi zaman.
gidere gider yapmak bizim işimiz.
Ama bana yol vermeden önce sana verdiğim yollarda yürümeyi öğren güzelim.

Senden çok daha değerlisi var.
değer veren var.
evet senden önemliler.
sevgiliyle dostun ayrımını yaparlar. denge bilirler.
sevgiliyi değil dostu seçerler.

Can verilir onun gibi dosta.

Ha bu arada ..
Başkalarına büyümeyi öğretirken ; kendin küçülme evlat.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan ...

E sen bayaa Orospu Çocuğuymuşsun !

Söyle be büyük adam,  ' sayende '  bu kaçıncı 0 (sıfır) ı tüketişim ? Sana ait bütün kelimelerimi tükettim bu gün. Yaptığım en iyi şeyin seni sevmek olduğunu düşündüğüm zamanlara lanet ettim ilk defa. Bunun sebebi sen misin yoksa ben miyim bilinmez. Ama beni hataya sen sürüklemedin,  kendim sürüklendim. Kendim yaptım onca aptallığı. Her defasında inandım.  Güvendim lan güvendim. bu kadar basit miydi seveni kandırmak. Bu kadar mı kolay artık yalan söylemek. Yüzüme bakarken hiç mi için acımadı be adam. Hiç mi gururun yok senin.  Orospu çocukluğu nun bu kadarı da çok fazla. Ben kötü biri değilim. Sadece sessizliği bilirim. Ama artık susmak istemiyorum. İnsanın, sustukça daha da üzüldüğünü biliyorum. Yıprandım. Tükendim. Rüzgarında bi o tarafa bi bu tarafa savruldum. E be vicdansız nasıl yaşarsın sen şimdi o yürekle. Bi de utanmadan, yaptığın onca acımasızlıktan sonra kalkıp bana sevgiden bahsetmez misin.  Ah be oğlum sen ne anlarsın sevgiden, k...

Paralel Evrenlerde Kararsızlık

Bu zamana kadar sahip olamadığım şeyleri mi sevdim yoksa sevdiğim şeylere mi sahip olamadım bilmiyorum. Bunu zaman içinde anlamaya çalışırken fark ettim ki zaman herkes ve her şey için akıyormuş. Kaybettiğim şey aslında zamanmış. Her şeyi sindirebilirdim belki ama zamansal problemlerin yarattığı duygusal tahribatlarla başa çıkamıyorum. Sabah uyanır uyanmaz kendimi ödüllendirmek adına kahve yapıyorum. Hava dünden daha soğuk. Gökyüzü grinin ve mavinin en bunaltıcı yönlerini almış kendine. Dün geceden kalan playlist, sarhoş bir insanı andırarak sabahın ilk ışıklarında dahi çalmaya devam ediyor. Üstümdekilere bakmaksızın evin verandasına adım atıyorum. Soğuk kollarımı ısırıyor sanki. Yüzüme çarpan rüzgar, ormanda çekilen kaçış sahnelerini hatırlatıyor. Hissediyorum, üşüyorum, iliklerime kadar çarpıyor ama ne var ki aldırış edesim gelmiyor. Geceleri oturup yıldızları izlediğim, annemden kalan sıkıcı ama bir o kadar da en sevdiği şarabından kokan (nasıl olduğu konusunda en ufak bir fikri...