Ana içeriğe atla
Bayrammış. Peh.
11 gibi uyandım.
evde , aile dahilinde olmayan ama son zamanlarda aileden biri gibi olan cımbıl abi yatıyo.
ses çıkarmadan yatak odasına baktım annemler yok. oha dedm evde cımbıldan ve babamdan bakakimse yok. annemi aradım sabah çok erkenden ananemlere gitmişler o yüzden beni uyandırmamış. eywallah dedim iyi yapmışsın.sonra döndüm yatağıma msjlaşma aşamasındaydımki,gelen msja moralim bozuldu.
istanbul yolcusu kalmasın.
uyanır uyanmaz hem güne hem bayrama kötü başlamak ne demektir ya.
insanlıkmı bu şimdi. sabah sabah sinirlerinin alt üst olması normalmidir arkadaşım.
neden hep benden anlayış bekliyosunuz. neden herşeye göz yummamı bekliyosunuz.
ben böyle severken yapamam arkadaşım. o anlayışı sana gösteremem. normal bişey değil benden istediğin.
git gez şimdi rahat rahat istanbulda. ama benden anlayış bekleme. gereken tavrı yersin.
ha umrunda olur mu ? olmaz biliyorum.
beni üzdüğün kadar ben seni üzmüş olsaydım bi daha yüzüme bakmazdın.
ne zaman anlicaksın merak ediyorum. anladığında geç olucak o zamanda ben olmicam diyemiyorum çnkü dayanamicam yine sana biliyorum.
neden seni seviyorum bi bilsem. ahh ahh..

hastayım zaten boğazlarım acıyo.
bi yurdum insanıda gelip bakıyım demiyo
yalnızlığıma terkettiler beni

duygu sömrsü yapıyım dedim biraz :b
neyse biraz nikotin alıp yatıyım dinleniyim bari.


Aloha.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan ...

E sen bayaa Orospu Çocuğuymuşsun !

Söyle be büyük adam,  ' sayende '  bu kaçıncı 0 (sıfır) ı tüketişim ? Sana ait bütün kelimelerimi tükettim bu gün. Yaptığım en iyi şeyin seni sevmek olduğunu düşündüğüm zamanlara lanet ettim ilk defa. Bunun sebebi sen misin yoksa ben miyim bilinmez. Ama beni hataya sen sürüklemedin,  kendim sürüklendim. Kendim yaptım onca aptallığı. Her defasında inandım.  Güvendim lan güvendim. bu kadar basit miydi seveni kandırmak. Bu kadar mı kolay artık yalan söylemek. Yüzüme bakarken hiç mi için acımadı be adam. Hiç mi gururun yok senin.  Orospu çocukluğu nun bu kadarı da çok fazla. Ben kötü biri değilim. Sadece sessizliği bilirim. Ama artık susmak istemiyorum. İnsanın, sustukça daha da üzüldüğünü biliyorum. Yıprandım. Tükendim. Rüzgarında bi o tarafa bi bu tarafa savruldum. E be vicdansız nasıl yaşarsın sen şimdi o yürekle. Bi de utanmadan, yaptığın onca acımasızlıktan sonra kalkıp bana sevgiden bahsetmez misin.  Ah be oğlum sen ne anlarsın sevgiden, k...

Paralel Evrenlerde Kararsızlık

Bu zamana kadar sahip olamadığım şeyleri mi sevdim yoksa sevdiğim şeylere mi sahip olamadım bilmiyorum. Bunu zaman içinde anlamaya çalışırken fark ettim ki zaman herkes ve her şey için akıyormuş. Kaybettiğim şey aslında zamanmış. Her şeyi sindirebilirdim belki ama zamansal problemlerin yarattığı duygusal tahribatlarla başa çıkamıyorum. Sabah uyanır uyanmaz kendimi ödüllendirmek adına kahve yapıyorum. Hava dünden daha soğuk. Gökyüzü grinin ve mavinin en bunaltıcı yönlerini almış kendine. Dün geceden kalan playlist, sarhoş bir insanı andırarak sabahın ilk ışıklarında dahi çalmaya devam ediyor. Üstümdekilere bakmaksızın evin verandasına adım atıyorum. Soğuk kollarımı ısırıyor sanki. Yüzüme çarpan rüzgar, ormanda çekilen kaçış sahnelerini hatırlatıyor. Hissediyorum, üşüyorum, iliklerime kadar çarpıyor ama ne var ki aldırış edesim gelmiyor. Geceleri oturup yıldızları izlediğim, annemden kalan sıkıcı ama bir o kadar da en sevdiği şarabından kokan (nasıl olduğu konusunda en ufak bir fikri...