Ana içeriğe atla

Hayatımın Gri Kısımları

Bu aralar ruh halim tam bir Ebru Gündeş. Dertler benim çile benim takılıyorum. Sorsanız dünyanın en büyük derdi bende. Nankörüm nankör. Dışardan flash tv gibi görünen ruh halim, içime bakıldığında samanyolu'nu yansıtıyor. Anlamsız bir şekilde hayatın sillesini yemiş gibi hissediyorum. Ve tabi ki her yazımın bir kısmında geçen ' insanları anlayamadığım ' kısmı bu yazımda da mevcut.

Sırf Ebru Gündeş gibi hissettiğim için  yazmak istedim. Gönül isterdi ki sesim de bu kadar gür olsun şarkılarla anlataydım derdimi. Ama tabi ki standart bir insan sesine sahip olduğumdan bu işlere devam etmedim. Evet devam etmedim diyorum çünkü küçük çaplı - duşta olsun, yayına girmeden önce stüdyoyu hazırlarken olsun, yemek yaparken olsun - denemelerim oldu. Baktım hayran kitlem azalıyor hemen bu işleri bırakıp medya hayatıma kaldığım yerden devam etmeye karar verdim.

En son insanlar diyorduk sanırım. Yok yok ben anladım, insan ırkının birbirine faydası yok. Ne geliyorsa insandan insana geliyor bu gezegeninde. Benim kadar hümanist bir insanı bile böyle bir düşünceye sürükleyenler, var olunuz efendim.
Sanırım bu yüzdendir Ahmet Kaya'yı bu kadar nedensiz sevişim. Sesindeki o ton şuan bütün yazdıklarımı anlayabilecek ve anlatabilecek kıvamda.

Sonuç olarak sayın okur ;
yazdığım bu yazının ne bir amacı var ne de bir anlamı.

Böylece bırakıyorum dağınık kalsın.
Bir ara gelir toplarım.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

E sen bayaa Orospu Çocuğuymuşsun !

Söyle be büyük adam,  ' sayende '  bu kaçıncı 0 (sıfır) ı tüketişim ? Sana ait bütün kelimelerimi tükettim bu gün. Yaptığım en iyi şeyin seni sevmek olduğunu düşündüğüm zamanlara lanet ettim ilk defa. Bunun sebebi sen misin yoksa ben miyim bilinmez. Ama beni hataya sen sürüklemedin,  kendim sürüklendim. Kendim yaptım onca aptallığı. Her defasında inandım.  Güvendim lan güvendim. bu kadar basit miydi seveni kandırmak. Bu kadar mı kolay artık yalan söylemek. Yüzüme bakarken hiç mi için acımadı be adam. Hiç mi gururun yok senin.  Orospu çocukluğu nun bu kadarı da çok fazla. Ben kötü biri değilim. Sadece sessizliği bilirim. Ama artık susmak istemiyorum. İnsanın, sustukça daha da üzüldüğünü biliyorum. Yıprandım. Tükendim. Rüzgarında bi o tarafa bi bu tarafa savruldum. E be vicdansız nasıl yaşarsın sen şimdi o yürekle. Bi de utanmadan, yaptığın onca acımasızlıktan sonra kalkıp bana sevgiden bahsetmez misin.  Ah be oğlum sen ne anlarsın sevgiden, kıymet bilmekten falan. Sen

Gülerken Gözleriniz Kısılmasın

Bazen düşünüyorum da en büyük yanlışı ben yapmışım sanırım. Uçsuz bucaksız bir ormanda kaybolmuş gibi hissediyorum kendimi.Yolunu bulamayanlarla aynı havayı soluyorum sanki o ormanda.Her şey birbirine benziyor.Birkaç adımda bir duruyorum.Etrafıma bakıyorum.Kendi çevremde dönüyorum.Tanıdık bir yüz , bir ses arıyorum.Bulamayınca kendi başımın çaresine bakmam gerektiğini anlıyorum.Buraya kadar nasıl geldiğimi hatırlamaya çalışıyorum.Her şey kesik kesik.. Zaman kavramını yitirmiş gibi ne öncesini ne de şimdiyi hatırlayabiliyorum.Korkuyorum.Kandırılıyorum belki de.İnanmam gerektiğini düşündüğüm doğrularım var.Yanlışlanabilir olsalar da bunu yapıcak kimse yok.Yalnız demeye de dilim varmıyor.Öyle de değil aslında.Bulunduğum ortamın, durumun getirilerine maruz kalıyorum.Çaresizim.Elimden gelen şeyleri uygulamaya kalktığımda boşluğa düşüyorum.İster istemez kendimi suçluyorum.Çıkış yolları hep bir şeyler kaybettirir karşılığında.Buna hazırmıyım bilmiyorum. Her başlangıcım bu sefer farklı olaca

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan akıllandığını