Ana içeriğe atla

kahveler hep güzel kokar

Kendime kahve yapıyorum bu aralar.evden çıkmıyorum pek.bütün bir sene hep tatili ,  rahatlığı , geziceğim zamanı beklemiştim hep.şimdi bi afalladım.bi hobi bile bulamadım kendime. hem sıkılıyorum hem sıkılmıyorum. farklı bi ruh hali. aptalca. kabul ediyorum.

o yüzden hep kahve yapıyorum kendime.

toplu taşıma araçlarını sevmiyorum. bil hassa insan kokusundan nefret eder oldum. bu sıcakta her teyzenin ' kalk da ben oturayım ! ' bakışları altın da eziliyorum. yüzüme bakan her insanın gözlerinde bi merak ( acaba tanıyor muyum , ayy yanındaki kim kii , kesin öyle kesin böyle .. ) . bu gibi kısmi sebeplerden dışarı çıkmıyorum.

o yüzden hep kahve yapıyorum kendime.

Bu aralar biraz da aşığım galiba. duygularımın , karmaşanın içinde sürüklendiği zamanlardan bu aralar. korkuyorum her zaman olduğu gibi. bi red cevabı bi ters yönde tepki oldu mu her an depresyona girebilirmişim havası var üstümde. yine bi çözüm yolu bulamıyorum bu karmaşanın içinde. sonunda bütün suçu kendime atıyorum.

o yüzden hep kahve yapıyorum kendime.

herkes gibiyim ne de olsa,
sadece göründüğümden daha fazla eksiğim. 

Yorumlar

  1. Verdiğiniz bilgiler çok yararlı oldu Tül Perde Modelleri olarak size teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  2. Vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ederiz. iş hukuku avukat olarak çalışmalarınızda başarılar dileriz.

    YanıtlaSil
  3. Yumuşak G vitamini güzelmiş.Bize de bekleriz http://sivyus.net

    YanıtlaSil
  4. Teşekürler, Çok güzel paylaşımlarınız var. Blogtaki yazılarınızı izliyorum. kurusıkı silah modelleri diye bir sitem var yazılarınızı burdada paylaşmak isterim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Ellerinizden öper :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan ...

E sen bayaa Orospu Çocuğuymuşsun !

Söyle be büyük adam,  ' sayende '  bu kaçıncı 0 (sıfır) ı tüketişim ? Sana ait bütün kelimelerimi tükettim bu gün. Yaptığım en iyi şeyin seni sevmek olduğunu düşündüğüm zamanlara lanet ettim ilk defa. Bunun sebebi sen misin yoksa ben miyim bilinmez. Ama beni hataya sen sürüklemedin,  kendim sürüklendim. Kendim yaptım onca aptallığı. Her defasında inandım.  Güvendim lan güvendim. bu kadar basit miydi seveni kandırmak. Bu kadar mı kolay artık yalan söylemek. Yüzüme bakarken hiç mi için acımadı be adam. Hiç mi gururun yok senin.  Orospu çocukluğu nun bu kadarı da çok fazla. Ben kötü biri değilim. Sadece sessizliği bilirim. Ama artık susmak istemiyorum. İnsanın, sustukça daha da üzüldüğünü biliyorum. Yıprandım. Tükendim. Rüzgarında bi o tarafa bi bu tarafa savruldum. E be vicdansız nasıl yaşarsın sen şimdi o yürekle. Bi de utanmadan, yaptığın onca acımasızlıktan sonra kalkıp bana sevgiden bahsetmez misin.  Ah be oğlum sen ne anlarsın sevgiden, k...

Paralel Evrenlerde Kararsızlık

Bu zamana kadar sahip olamadığım şeyleri mi sevdim yoksa sevdiğim şeylere mi sahip olamadım bilmiyorum. Bunu zaman içinde anlamaya çalışırken fark ettim ki zaman herkes ve her şey için akıyormuş. Kaybettiğim şey aslında zamanmış. Her şeyi sindirebilirdim belki ama zamansal problemlerin yarattığı duygusal tahribatlarla başa çıkamıyorum. Sabah uyanır uyanmaz kendimi ödüllendirmek adına kahve yapıyorum. Hava dünden daha soğuk. Gökyüzü grinin ve mavinin en bunaltıcı yönlerini almış kendine. Dün geceden kalan playlist, sarhoş bir insanı andırarak sabahın ilk ışıklarında dahi çalmaya devam ediyor. Üstümdekilere bakmaksızın evin verandasına adım atıyorum. Soğuk kollarımı ısırıyor sanki. Yüzüme çarpan rüzgar, ormanda çekilen kaçış sahnelerini hatırlatıyor. Hissediyorum, üşüyorum, iliklerime kadar çarpıyor ama ne var ki aldırış edesim gelmiyor. Geceleri oturup yıldızları izlediğim, annemden kalan sıkıcı ama bir o kadar da en sevdiği şarabından kokan (nasıl olduğu konusunda en ufak bir fikri...