Ana içeriğe atla

Noeluka !

2o1o  da neler oldu..

-senenin ilk gününde bi ilişkiye adım atmamın ardından 5 ay sonra ilişkimin son demlerini yaşadım.
-ne kadar zayıfım olmasada yada kesintisiz geçsemde, kalma tehlikesi yaşayan her öğrenci gibi sınıfı geçene kadar çok engeller aştım ..
-çok sevdiğim hocalarım başka okullara gönderildi.
-idareyle sürekli kavga ettim ve atılma tehlikesi yaşadım sürekli.
-okulda siyaset yapılmaz dediler. eyvallah dedik. tepemize çıktılar. siyasi müzik çaldılar. protesto ettik. yine kendimizi idarede bulduk. ama özgürlüğümüzü elden bırakmadık.
-yazı çok güzel geçirdim. belkide en güzel yazımdı. çok mutluyumdum. kısmen kısa sürdü. ama hayatımın en güzel dakikalarıydı diyebilirim. tabi sonu yine hüsranla bitti.
-herkese çok güvenmemeyi, kendim gibi görmemeyi öğrendim.
-eski dostlar , eski dostlar her zaman yanı başımdalardı.
-aşk çıkmazlarına girdim. ( her zaman yaptığım gibi yine sürüyle hata yaptım. )
-öss moduna girdim!
-her gün test çözmekten, günün 12 saatini okul ve dershanede geçirmekten bıktım.
-yoruldum, tembellik ettim, yeri geldi çok çalıştım ama genellikle yattım. (üstelik son zamanlarda çok daha fazla.. )
-sevenleri barıştırdım her zamanki güzin abla hallerimle (:
-yine sigara ve alkolün dibine vurdum.
-veee çocukluk aşkıma olan bağlılığımdan vazgeçemedim..
- Referanduma ' EVET ' dediler ! Cahil , bilinçsiz, kör ve enayi halkımız buna göz yumdu. görmedikleri 8 maddeye  ' evet ' dediler.
- Ligin ilk yarısında Beşiktaş pek iyi bi performans göstermemiş olsada 2. yarıda çok büyük beklentilerim var.
- sevgili Bobo yuvadan uçtu uçacak. ve bu durum hiç hoşuma gitmiyo. İyileşmesini dilemektenbaka bir şey gelmedi elimizden..


özetle koc bir sene bitti..
klasik gibi görünsede çok yorucu bi seneydi.
beklenmedik çok şey oldu..

* 2o11den çok daha fazka beklentim var mı bilemiyorum. ama en azından daha sakin ve daha huzurlu bi sene olmasını bekliyorum. diliyorum. mümkünse daha az sorunsuz olsun.

Aşk şarkıları benim için çalsın.


Mutlu Noelukalar (:

~

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan ...

E sen bayaa Orospu Çocuğuymuşsun !

Söyle be büyük adam,  ' sayende '  bu kaçıncı 0 (sıfır) ı tüketişim ? Sana ait bütün kelimelerimi tükettim bu gün. Yaptığım en iyi şeyin seni sevmek olduğunu düşündüğüm zamanlara lanet ettim ilk defa. Bunun sebebi sen misin yoksa ben miyim bilinmez. Ama beni hataya sen sürüklemedin,  kendim sürüklendim. Kendim yaptım onca aptallığı. Her defasında inandım.  Güvendim lan güvendim. bu kadar basit miydi seveni kandırmak. Bu kadar mı kolay artık yalan söylemek. Yüzüme bakarken hiç mi için acımadı be adam. Hiç mi gururun yok senin.  Orospu çocukluğu nun bu kadarı da çok fazla. Ben kötü biri değilim. Sadece sessizliği bilirim. Ama artık susmak istemiyorum. İnsanın, sustukça daha da üzüldüğünü biliyorum. Yıprandım. Tükendim. Rüzgarında bi o tarafa bi bu tarafa savruldum. E be vicdansız nasıl yaşarsın sen şimdi o yürekle. Bi de utanmadan, yaptığın onca acımasızlıktan sonra kalkıp bana sevgiden bahsetmez misin.  Ah be oğlum sen ne anlarsın sevgiden, k...

Paralel Evrenlerde Kararsızlık

Bu zamana kadar sahip olamadığım şeyleri mi sevdim yoksa sevdiğim şeylere mi sahip olamadım bilmiyorum. Bunu zaman içinde anlamaya çalışırken fark ettim ki zaman herkes ve her şey için akıyormuş. Kaybettiğim şey aslında zamanmış. Her şeyi sindirebilirdim belki ama zamansal problemlerin yarattığı duygusal tahribatlarla başa çıkamıyorum. Sabah uyanır uyanmaz kendimi ödüllendirmek adına kahve yapıyorum. Hava dünden daha soğuk. Gökyüzü grinin ve mavinin en bunaltıcı yönlerini almış kendine. Dün geceden kalan playlist, sarhoş bir insanı andırarak sabahın ilk ışıklarında dahi çalmaya devam ediyor. Üstümdekilere bakmaksızın evin verandasına adım atıyorum. Soğuk kollarımı ısırıyor sanki. Yüzüme çarpan rüzgar, ormanda çekilen kaçış sahnelerini hatırlatıyor. Hissediyorum, üşüyorum, iliklerime kadar çarpıyor ama ne var ki aldırış edesim gelmiyor. Geceleri oturup yıldızları izlediğim, annemden kalan sıkıcı ama bir o kadar da en sevdiği şarabından kokan (nasıl olduğu konusunda en ufak bir fikri...