Ana içeriğe atla

Ah peaceful melody - sing with me

Cumartesi günü dershanem başlıyo. hemde sınavla. Olmaz arkadaş böyle bişey ya ! Ulan bi nefes aldırmıyosunuz ya. He bu arada bu gün kötü bir haber aldım. Hemen paylaşmak istiyorum. Doruk beyle yine aynı dershanedeyiz. Kurtulamicam ben bu çocuktan. Unutmama neden fısat vermiyosun yaa neden. Bende insanım da bi yere kadar dayanabilirim başkasını sevdiğini söyleyişlerine, ya da bu gibi tavırlarına. Bile bile lades böyleside.

Bir kere olsun şansım yaver gitmicek benim. Taşla dolu yollarda yürüyorum sayenizde.Annemin dırdırındanda bıkmış durumdayım. Lanet olası sınavada nerdeyse 1 sene var. Kutulmak istiyoum artık hepsinden. Geçmişte bırakmak istiyorum herşeyi. Ailemden kimseyi hatırlamakta istemiyorum arkadaş. İstemiyorum ya. Kimseyi görmekte istemiyorum. Zorla mı ?! Bakın işinize. Neden bütün gün benimle uğraşıyosunuz anlamıyorumki .


Bu arada ben hala ders çalışamıyorum :D
iyi iyi böyle giderse bulunduğum şehirdeki lanet olası Kocaeli Üniversitesini bile kazanamicam :)
Yazık halime. şuan harbiden acıdım kendime. çok büyük hayalleim vardı lan !
Lanet olsun diyesim var.
diyorum lan diyorum işte.
Lanet olsun !


Saniyelik bi mutluluk yaşadım :D
eğlendim falan :)
neyse karnım ağrıyor yeter bu kadar.

Dinlemenizi tavsiye ederim ..

Jason Marz - im yours / iyi geliyor be :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaçmanın Dayanılmaz Hafifliği

 Yazmaya başladığım ilk zamanı hatırlıyorum. Benim için oldukça büyük olan bu kaçış zaman içinde tanımlayamadığım ve kelimelerle ifade edemediğim bir şeye dönüştü. Ürün açıklaması gibi sözcüklerimi anlamsızca ard arda sıralayamazdım tabi ki ama yan yana geldiklerinde de ifade eksikliği doğuyordu.  O zamanlar annemden, babamdan, koca bir aileden kaçarken, şimdi bu kaçışın tek bir insana sirayet etmesi kadar aptalca bişey olamazdı. Önüne geçemedim. Kaçtığım her şeyin yerine koyduğum tek bir insanın bu eksikliğe ve aptallığa sebep olmasını aklım almıyor genel olarak. Bu benim suçum gibi hissediyorum çoğu zaman. Annem her zaman insanları çok sevdiğim ve sarılarak sevgimi gösterdiğim için kızardı. O kadar haklıymış ki sevgimin hiçbir insanda bir karşılığı olmadığını kollarımın arası boş kalınca anladım.  Büyüyünce her şey çok farklı bir hale bürünüyormuş ve ben bunu çok geç fark ettim. Ne kadar akıllandığım konusunda kendimle hala ortak bir paydada buluşabilmiş değilim. İnsan ...

E sen bayaa Orospu Çocuğuymuşsun !

Söyle be büyük adam,  ' sayende '  bu kaçıncı 0 (sıfır) ı tüketişim ? Sana ait bütün kelimelerimi tükettim bu gün. Yaptığım en iyi şeyin seni sevmek olduğunu düşündüğüm zamanlara lanet ettim ilk defa. Bunun sebebi sen misin yoksa ben miyim bilinmez. Ama beni hataya sen sürüklemedin,  kendim sürüklendim. Kendim yaptım onca aptallığı. Her defasında inandım.  Güvendim lan güvendim. bu kadar basit miydi seveni kandırmak. Bu kadar mı kolay artık yalan söylemek. Yüzüme bakarken hiç mi için acımadı be adam. Hiç mi gururun yok senin.  Orospu çocukluğu nun bu kadarı da çok fazla. Ben kötü biri değilim. Sadece sessizliği bilirim. Ama artık susmak istemiyorum. İnsanın, sustukça daha da üzüldüğünü biliyorum. Yıprandım. Tükendim. Rüzgarında bi o tarafa bi bu tarafa savruldum. E be vicdansız nasıl yaşarsın sen şimdi o yürekle. Bi de utanmadan, yaptığın onca acımasızlıktan sonra kalkıp bana sevgiden bahsetmez misin.  Ah be oğlum sen ne anlarsın sevgiden, k...

Paralel Evrenlerde Kararsızlık

Bu zamana kadar sahip olamadığım şeyleri mi sevdim yoksa sevdiğim şeylere mi sahip olamadım bilmiyorum. Bunu zaman içinde anlamaya çalışırken fark ettim ki zaman herkes ve her şey için akıyormuş. Kaybettiğim şey aslında zamanmış. Her şeyi sindirebilirdim belki ama zamansal problemlerin yarattığı duygusal tahribatlarla başa çıkamıyorum. Sabah uyanır uyanmaz kendimi ödüllendirmek adına kahve yapıyorum. Hava dünden daha soğuk. Gökyüzü grinin ve mavinin en bunaltıcı yönlerini almış kendine. Dün geceden kalan playlist, sarhoş bir insanı andırarak sabahın ilk ışıklarında dahi çalmaya devam ediyor. Üstümdekilere bakmaksızın evin verandasına adım atıyorum. Soğuk kollarımı ısırıyor sanki. Yüzüme çarpan rüzgar, ormanda çekilen kaçış sahnelerini hatırlatıyor. Hissediyorum, üşüyorum, iliklerime kadar çarpıyor ama ne var ki aldırış edesim gelmiyor. Geceleri oturup yıldızları izlediğim, annemden kalan sıkıcı ama bir o kadar da en sevdiği şarabından kokan (nasıl olduğu konusunda en ufak bir fikri...